Aramızdan ayrılalı 85 yıl olmuş. Her fani gibi O da toprağa karışmış. Ancak kurulmasına öncülük ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhuriyet’in kurucu felsefesi hala dimdik ayakta duruyor. En önemli ve hayati şiarı olan tam bağımsızlık her geçen gün çok daha iyi anlaşılıyor.
Geçmişte olduğu gibi 10 Kasım’ı bir yas günü olarak değil Türkiye Cumhuriyeti için yaşamını ortaya koymuş bir devrimci ve bir kahramana saygı, minnet ve şükranlarımızı sunduğumuz bir gün olarak yaşıyoruz.
Türk milleti mevcut iç ve dış gelişmeleri gördükçe O’nu ve ilkelerini özellikle de tam bağımsızlık, laiklik ilkelerini çok daha iyi anlıyor. Ulus devlet olmanın, içerideki ve dışarıdaki barışın anlamının ne kadar hayati olduğunu kavrıyor.
Cumhuriyetin temelleri atılırken ortaya koyduğu ve üzerinde titizlikle çalıştığı prensip ve ilkelerin anlamının idrak ediyor ve içselleştiriyoruz.
Atatürk’e ve Cumhuriyetin kurucu babalarına sahip çıkmanın bize bıraktıkları vatanı korumakla eş değer olduğunu da bilmeliyiz. Üstelik bu toprakları vatan yapmak ve üzerinde barış içinde yaşamamız için bizlere temel ilkeler de bıraktılar. Geçmişte yaptığımız hataları yapmayalım diye. Tekrar yeni bir devlet inşa etme zorunda kalmayalım, milletin kanını akıtmayalım diye. Bu cefakar ve yüce milletin evlatlarının kanını akıtmayalım diye.
Bize düşen mahalle dedikodusu yapmak, birilerini kayırmak, bilimi bir kenara atmak, liyakati önemsiz kılmak vb. yerine TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE, YURTTA SULH CİHANDA SULH prensibini benimseyen ve uygulayan Türkiye’yi yaratmaktır.
Önümüzdeki yeni dünya düzeni adı altında yürütülen küresel hegemonya mücadelesi var ve bu mücadele önümüzdeki 10 yıl boyunca daha da şiddetlenecektir. Olan biteni dikkatle takip edip zaman zaman dikiz aynasına, daha önceki hatalarımıza bakıp hem taktik hem belirlediğimiz stratejiyi yönlendirmemiz gerekmektedir.
Bu konuda bize yol gösterecek en büyük rehber bilim ve Atatürk ile birlikte kurucu babaların oluşturduğu kurucu felsefedir. Kurucu felsefeden büyük sapmalar bizi maceraya götürebilir.
10 Kasım günü milletçe hepimize NEREDEYDİK, NEREDEYİZ ve NEREDE OLACAĞIZI düşündürmelidir.