Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

Çöpteki Güzellik

Ali ile durakta dolmuş bekliyorduk. Dolmuş gelmiş sırayla binmeye çalışırken, sağdaki kaldırımın hemen üstünde, kâğıt toplayıcılarının kullandığı çok büyük ve yüklü bir araba duruyordu. Hemen karşısında ondan daha küçük başka bir kağıt toplama arabası da dikkatimi çekti. Sol taraftaki arabanın yanında uzun etekli, yedi yaşlarında epeyce zayıf ve bakımsız görünen, iki tarafında örgülü saçları dikkat çeken, çok güzel bir kız çocuğu yere eğilip, çöplerin bırakıldığı ağacın altında bulunan bir makyaj çantasını aldı. İçinden bir şey çıkardı. Uzaktan ne olduğunu fark edemedim. Birdenbire sağ taraftaki arabaya elindekileri atıp bağırarak karşıya geçen adamı görünce, içimden eyvah! herhalde rekabet nedeniyle kıza zarar verecek diye düşündüm. Birkaç saniye içinde gelişen olayda şaşkınlığımı atamamıştım ki adamın hışımla attığı tokat kızın yüzünde patlayıverdi. “Süslüler gibi mi olacaksın !? Aynaya bakıp duruyorsun, kardeşlerin bizi bekliyorlar”, diye azarlıyordu. Adam, kızın suratına bir tokat daha indirmesin mi? Canım çok sıkılmıştı. Dayanamayıp olanca öfkemle adama “Hey bakar mısın?” diye seslendim. Tam bu sırada akşam ezanı okunuyordu. Sesim ezan sesine karışmıştı. Benden böylesi kuvvetli bir sesin çıkmasına çok şaşırdım! Adam bana baktı elimle, işaret edip gelmesini söyledim. Bu arada, arkada bekleyen sürücüler kornaya basıyorlardı, dolmuş ta kornaya basarak hareket etti.  Aldırmadım bile. Yanımda arkadaşım Ali var. Ali iri cüsseli biri ve neredeyse benim iki katım. Adam benden değil Ali’den korkmuş bir ifadeyle bakıyor, gelip gelmemekte tereddüt ediyordu. Bize ağır ağır ve korkar bir ruh haliyle yaklaştı ve buyur abi dedi. Benden büyük gözükmesine rağmen abi diye hitap ediyordu. Ali ile ne oluyor der gibi, göz göze geldik. Ali hazır, dalacak hemen. Sakin ol kardeşim, adam garibanın teki, çaresizliğinden ne yaptığının farkında olduğunu sanmıyorum? Nasıl davranacağımı kestiremedim? Üstelik şaşkınım da bir yandan? Hafif bir tebessümle, içimden “Vay be” dedim. Gerginliğim biraz azalmış olmasına rağmen, hâlâ kızın suratına attığı “tokat” aklımdaydı. Yaklaştı yanımıza, Adın ne? Halil, dedi. Bacak kadar çocuğa tokat atmaya utanmıyor musun Halil? Kızardı, bozardı, mahcup olduğu belliydi. Eli ayağı birbirine dolaştı cevap bile veremedi. “Bak Halil”, dedim. “Benim kızım olmasa bile, bu çocuklar hepimizindir. Her anne baba çocukları için çalışır, çocukları için yaşar. Söylememe gerek var mı? Ayrıca kâğıt toplayanları takdir ederim. Sizler emekçi insanlarsınız ve aynı zamanda geri dönüşüme katkı sağlıyorsunuz. Başka çocuğun var mı”? “Evet var”, dedi. Üç çocuğu varmış, eşini kâğıt toplarken trafik kazasında kaybetmiş. Yolda kontrolü kaybeden alkollü bir sürücünün kullandığı arabayla, yolun kenarındaki ağacın arasına sıkışan eşi vefat etmiş. Dört senedir, şu anda on yaşında olan kızıyla bu işi yapmaya devam ediyormuş. Kızımı okula gönderemedim. Kendisi de gitmek istemedi. Okuma yazma biliyormuş, diğer çocuğa da kız kardeşi bakıyormuş. Gece geç saatlere kadar, kızıyla kâğıt ve hurda toplayıp, sabah erkenden de tekrar işe çıkıyorlarmış. Anlattıklarını dinleyince yüreğim burkuldu. Öfkem ve sinirim geçmişti. Yine de “sakın bir daha çocuğunu dövme”, diyebildim. Pişman olmuş bir şekilde başını salladı. Anlaştık o zaman Halil, dedim. Yaşadığı acıyla ve hüzünle gözlerini benden kaçırdı. Ali’nin maddi durumu iyidir. Üstelik yardımseverdir. Görev sende Ali, dedim. Dert etme sen, dedi. Cebinden not defterini çıkardı, adresini ve telefonunu yazıp verdi. Yarın sabah bana gelebilir misin? dedi. Yarın gelemem abi, ancak salı günü gelirim, dedi Halil. Bu sırada, biraz ötede ağlayarak bizi izleyen kızına işaret ederek yanıma çağırdım. Koşarak yanıma geldi. Adın ne diye sordum? Bahar, dedi. “Bahar okula gitmek ister misin”? diye sordum. Bir babasına bir de bana bakarak çok isterim, dedi. Okuyup ne olmak istiyorsun? “Öğretmen ya da doktor” dedi. “İnanır ve çalışırsan sen iyi bir doktor ya da öğretmen olabilirsin” dedim. Başını sallayarak, ben harfleri de sayıları da biliyorum abi, dedi. Aaa bu çok iyi dedim, yüzünde adeta güller açtı Bahar’ın. Biraz önce yaşadığı travmatik olaydan eser kalmamıştı. Her çocuk gibi sevinçle, koşarak yanımızdan uzaklaştı. *      *      * Sonrası, Ali'nin ilgi ve desteğiyle ilerleyen bir süreç...
Ekleme Tarihi: 27 Mayıs 2024 - Pazartesi

Çöpteki Güzellik

Ali ile durakta dolmuş bekliyorduk. Dolmuş gelmiş sırayla binmeye çalışırken, sağdaki kaldırımın hemen üstünde, kâğıt toplayıcılarının kullandığı çok büyük ve yüklü bir araba duruyordu. Hemen karşısında ondan daha küçük başka bir kağıt toplama arabası da dikkatimi çekti.

Sol taraftaki arabanın yanında uzun etekli, yedi yaşlarında epeyce zayıf ve bakımsız görünen, iki tarafında örgülü saçları dikkat çeken, çok güzel bir kız çocuğu yere eğilip, çöplerin bırakıldığı ağacın altında bulunan bir makyaj çantasını aldı. İçinden bir şey çıkardı. Uzaktan ne olduğunu fark edemedim.

Birdenbire sağ taraftaki arabaya elindekileri atıp bağırarak karşıya geçen adamı görünce, içimden eyvah! herhalde rekabet nedeniyle kıza zarar verecek diye düşündüm.

Birkaç saniye içinde gelişen olayda şaşkınlığımı atamamıştım ki adamın hışımla attığı tokat kızın yüzünde patlayıverdi.

“Süslüler gibi mi olacaksın !? Aynaya bakıp duruyorsun, kardeşlerin bizi bekliyorlar”, diye azarlıyordu. Adam, kızın suratına bir tokat daha indirmesin mi?

Canım çok sıkılmıştı. Dayanamayıp olanca öfkemle adama “Hey bakar mısın?” diye seslendim. Tam bu sırada akşam ezanı okunuyordu. Sesim ezan sesine karışmıştı. Benden böylesi kuvvetli bir sesin çıkmasına çok şaşırdım!

Adam bana baktı elimle, işaret edip gelmesini söyledim.

Bu arada, arkada bekleyen sürücüler kornaya basıyorlardı, dolmuş ta kornaya basarak hareket etti.  Aldırmadım bile.

Yanımda arkadaşım Ali var. Ali iri cüsseli biri ve neredeyse benim iki katım. Adam benden değil Ali’den korkmuş bir ifadeyle bakıyor, gelip gelmemekte tereddüt ediyordu.

Bize ağır ağır ve korkar bir ruh haliyle yaklaştı ve buyur abi dedi. Benden büyük gözükmesine rağmen abi diye hitap ediyordu.

Ali ile ne oluyor der gibi, göz göze geldik. Ali hazır, dalacak hemen. Sakin ol kardeşim, adam garibanın teki, çaresizliğinden ne yaptığının farkında olduğunu sanmıyorum?

Nasıl davranacağımı kestiremedim? Üstelik şaşkınım da bir yandan?

Hafif bir tebessümle, içimden “Vay be” dedim. Gerginliğim biraz azalmış olmasına rağmen, hâlâ kızın suratına attığı “tokat” aklımdaydı. Yaklaştı yanımıza,

Adın ne?

Halil, dedi.

Bacak kadar çocuğa tokat atmaya utanmıyor musun Halil?

Kızardı, bozardı, mahcup olduğu belliydi. Eli ayağı birbirine dolaştı cevap bile veremedi.

“Bak Halil”, dedim.

“Benim kızım olmasa bile, bu çocuklar hepimizindir. Her anne baba çocukları için çalışır, çocukları için yaşar. Söylememe gerek var mı?

Ayrıca kâğıt toplayanları takdir ederim. Sizler emekçi insanlarsınız ve aynı zamanda geri dönüşüme katkı sağlıyorsunuz.

Başka çocuğun var mı”?

“Evet var”, dedi.

Üç çocuğu varmış, eşini kâğıt toplarken trafik kazasında kaybetmiş. Yolda kontrolü kaybeden alkollü bir sürücünün kullandığı arabayla, yolun kenarındaki ağacın arasına sıkışan eşi vefat etmiş.

Dört senedir, şu anda on yaşında olan kızıyla bu işi yapmaya devam ediyormuş. Kızımı okula gönderemedim. Kendisi de gitmek istemedi. Okuma yazma biliyormuş, diğer çocuğa da kız kardeşi bakıyormuş.

Gece geç saatlere kadar, kızıyla kâğıt ve hurda toplayıp, sabah erkenden de tekrar işe çıkıyorlarmış.

Anlattıklarını dinleyince yüreğim burkuldu. Öfkem ve sinirim geçmişti. Yine de “sakın bir daha çocuğunu dövme”, diyebildim. Pişman olmuş bir şekilde başını salladı. Anlaştık o zaman Halil, dedim. Yaşadığı acıyla ve hüzünle gözlerini benden kaçırdı.

Ali’nin maddi durumu iyidir. Üstelik yardımseverdir.

Görev sende Ali, dedim.

Dert etme sen, dedi. Cebinden not defterini çıkardı, adresini ve telefonunu yazıp verdi.

Yarın sabah bana gelebilir misin? dedi.

Yarın gelemem abi, ancak salı günü gelirim, dedi Halil.

Bu sırada, biraz ötede ağlayarak bizi izleyen kızına işaret ederek yanıma çağırdım.

Koşarak yanıma geldi.

Adın ne diye sordum?

Bahar, dedi.

“Bahar okula gitmek ister misin”? diye sordum. Bir babasına bir de bana bakarak çok isterim, dedi. Okuyup ne olmak istiyorsun?

“Öğretmen ya da doktor” dedi.

“İnanır ve çalışırsan sen iyi bir doktor ya da öğretmen olabilirsin” dedim.

Başını sallayarak, ben harfleri de sayıları da biliyorum abi, dedi. Aaa bu çok iyi dedim, yüzünde adeta güller açtı Bahar’ın. Biraz önce yaşadığı travmatik olaydan eser kalmamıştı. Her çocuk gibi sevinçle, koşarak yanımızdan uzaklaştı.

*      *      *

Sonrası, Ali'nin ilgi ve desteğiyle ilerleyen bir süreç...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (12)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mine Dağlı
(27.05.2024 20:15 - #1265)
Kaleminize sağlik.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Gül
(27.05.2024 21:14 - #1266)
Doğal naif içten bir yazı olmuş yine
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mehmet Nurkut İlhan
(27.05.2024 22:33 - #1267)
Her çöp toplayan emekçinin yabana atılmayacak klasik yaşamlarını keşke incitmeden film ya da dizi, belgesel yapsalar dostum. Bu toplumda çok büyük farkındalık ouşturur yaşamları incitmeden seyirci ile buluşursa diye aklımdan geçti. Çöp deyip geçmeyin. Nasırlı ve ten rengini yitirmiş ellerin bedendeki mucizelere tanıklık etse çok uzak kalanlar ve siyasetçikler.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Fidan Okyar sarıer
(27.05.2024 23:24 - #1268)
Superrr
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mesut ÖZDEMİR
(28.05.2024 10:25 - #1270)
Bunun gibi nice hikayeler var emmim ülkede esitlik adalet gelur dağılımı olmayınca hesap hep çocuklar ödüyor maalesef
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Venüs
(28.05.2024 11:04 - #1271)
Yaşamları zor insanlar onlar. Empati kurarak onları anlamamız gerekiyor. Her zaman karşılarına böyle duyarlı, anlayışlı, yardımsever vs insanlar çıkmayabilir. Yine çokk güzeldi. Emeğinize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hüseyin Kahraman
(28.05.2024 14:07 - #1273)
Diline sağlık sevgili Hamdi. Yine güzel bir yazı kaleme almışsın. Ne yazık ki ülkemizde ve dünyanın neredeyse her yerinde çocukluğunu yaşayamayan çocuklar var. Belki yüz binler, belki de milyonlarca çocuk temel ihtiyaçlarının karşılanmaması nedeniyle perişan bir durumda. Okula gidemeyen, daha çocuk yaşta çalışmak zorunda olan binler, milyonlar...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
kemal
(28.05.2024 16:00 - #1274)
Bunun devamı olmalı
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İnci
(28.05.2024 16:07 - #1275)
Bir babanın çaresizliğinden doğan öfkesini çocuğuna yansıttığını *okyanus cenneti* filminde görmüştüm. Üzücü bir olay. Bir ailenin bir çocuğun hayatına dokunmuşsunuz, yerinde tespiti yerinde çözümle sonlandırmışsınız. Ne mutlu size.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Şamil
(29.05.2024 00:25 - #1276)
Hamdi yine zülfü yare dokundun.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Kemalbaris53@hotmail.com
(30.05.2024 08:28 - #1278)
Bu da güzel bir öykü olmuş, tebrik ediyorum, sokaktaki bilinmeyen dramlardan....
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Aynur
(03.06.2024 16:58 - #1290)
Keşke bu çocuklar kendilerini farkedenlere rastlasalar hep..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.