Günümüz gençlerine “Dünyanın Yedi Harikası nelerdir?” diye sorsam……
Herhalde önce “ne diyor bu adam?” şeklinde yüzüme baktıktan sonra başlarlar sıralamaya…..”Cep telefonu, internet, facebook, instagram, tiktok, yapay zeka, sosyal medya fenomenleri”
Orta yaşlı bir entellektüele aynı soruyu yönetsem…… Tereddüt etmeden “Çin Seddi, Hindistan’daki Tac Mahal, Rio de Janerio’daki Kurtarıcı İsa Heykeli, Ürdün’deki Petra Antik kenti, Meksika’daki Chichen İtza piramidi, eski Maya kenti, Peru’daki Machu Picchu eski İnka kenti, Roma’daki Collesium” diye sıralayıverir.
Tabii ki bunların hiç biri benim sorduğum Antik Dünyanın “ Yedi Harikası” değil.
Aynı suali yaşı kemale ermiş, camisi biraz harap olmuş ama mihrabı hala yerinde, kafası, zihni pırıl pırıl, nüfus kağıdı eskise bile gönülleri genç kalmış eski çınarlara sorsam beklediğim doğru yanıtı alırım büyük olasılıkla.
“Babil’in Asma Bahçeleri, Keops Piramidi, İskenderiye Feneri, Rodos Heykeli, Olimpiya’daki Zeus Heykeli ve Efes’teki Artemis Tapınağı ile Halikarnassos’taki Mozeleum.”
Üstelik. “Eski çınarlar” bununla da kalmaz hemen ilave ederler “bunlardan son ikisi Türkiye’de”.
Aralarında benim gibi “ukalalar” varsa lüzumlu, lüzumsuz bir bilgi daha ilave ederler….”Bir zamanlar Dünyanın Yedi Harikasından yedisi de Osmanlı toprakları içindeydi”.
…………………………
Eveeet, Dünyanın yedi Harikasından biri olan Moseleum, Halikarnas’ta, yani Bodrum’da……….,idi.
Hani derler ya “elma şekerinin o sulu, tatlı, güzelim kısmını yersin sonunda elinde çubuğu/sopası/kazığı kalır ”.
Bugün Türkçe dahil hemen her dilde kullanılan anıt mezar anlamındaki “mozole” sözcüğünün kaynağı olan Moseleum’un “sulu, tatlı, güzelim” kısmını İngilizler çalıp Londra’daki British Museum’a götürdüler….
Bize ise “sapı” yani temelleri kaldı.
Aslında Moseleum’un ilk yağmalanması değildi bu. Bodrum kalesini inşa eden Aziz Jean Şövalyeleri de bu Dünya Harikası yapının taşlarını alıp/çalıp Kale yapımında kullanmışlardı.
Ayrıca, alçak sesle olsa da itiraf etmek gerekir ki, bazı Bodrumlular da, her halde tarih sevgileri çok güçlü olmalı, evlerini yaparken Moseleum’un taşlarından yararlanmışlardır.
……………………..
Giden gitti, kalıntılar hala bizimdir, bizdedir.
………………….
Bodrum’a gelenlerin kaçta kaçı Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Moseleum’un burada olduğunu bilir acaba?
Hadi bildiler diyelim, kaçı gidip burayı gezmiştir, görmüştür, selfi çekip geriye döndüğünde arkadaşlarına göstermiştir?
………………..
Sadece Moseleum değil, Türkiye'deki diğer müze ve ören yerlerine giriş için istenen ücretler bence fahiş düzeyde.
Öyle ki, yerli ve milli bir baba, eşi ve iki çocuğunu alıp böyle bir yere gitmeye kalksa……haydi gerisini tamamlamayayım ama ilgililerin istenen giriş ücretini “kardeşim sen müzeye falan gidip ne yapacaksın, otur oturduğun yerde” düşüncesiyle tespit ettiklerini söylemeden de geçemeyeceğim.
Allahtan becerebilenlerin internetten indirdikleri “Müze kart” uygulaması var da, bunu temin edebilecek teknolojik aygıt ve bilgiye sahip olanlara makul ücret karşılığında bir yıl süre ile Türkiye’nin her yanındaki müze ve ören yerlerine gidebilme imkanı sağlıyor.
Haa bir de, düşünenlerin tuttukları altın olsun, 65 yaş üstündekilere girişler bedava.
Yabancılara gelince……..
Türkiye’nin tarih ve kültür varlıklarının tanıtımının faydalarının farkına varamayan , “soft power” olmanın bırakın yararlarını adını dahi duymamış olan ilgisiz ilgililer, sanki bütçe açığını buradan kapatabileceklermiş gibi müze ve ören yerlerine giriş ücretlerini “ Kazıkçı Voyvoda”yı bile hayrete düşürecek kadar yüksek tutuyorlar.
Yahu, Bodrum'da yediği kazıklardan zaten nefesi çoktan kesilen yabancı turist , sadece temelleri kalan Moseleum’u burada görmektense, gider, tamamını Londra’daki British Museum’da bedavaya görür…….(Londra’da sadece British Museum değil tüm müzelere giriş bedavadır.. Birleşik Krallık’taki tüm müzelere girişten ücret alınmadığı gibi.)
…………………
MÖ. 4.asırda Karya, Perslerin yönetimindeydi. Persler, işgal ettikleri diğer yerlerde olduğu gibi burasının yönetimini de kendi atadıkları yerli “Satrap””lara bırakmışlardı.
Kral Mausolos da bunlardan biriydi. Ama Perslerden bağımsız şekilde krallığını idare etti. Çok başarılı oldu, ülkesini ve özellikle başkent Halikarnassos’u imar etti, tapınaklar yaptırdı,12-13 bin kişilik amfi tiyatroyu (Bugünkü Bodrum Antik Tiyatrosu)
inşa ettirdi.
Karısı 2. Artemisia idi (1. Artemisia, daha önce yaşamış bir Kralın karısıydı ve kocası ölünce idareyi eline almıştı. Halikarnas donanmasının başında birçok deniz savaşını kazandığından tarihe amiral kraliçe olarak geçmiştir.)
Kraliçe 2.Artemisia, Kral Mausolos’un kız kardeşiydi. O dönemlerde ensest ilişkiler, evlilikler normal sayılır, ana oğluyla, baba kızıyla, kardeşler birbirleriyle evlenirlerdi.
Her halde “mal yabancıya gitmesin” düşüncesiyle olmalı.
Mausolos öldüğünde eşi ve kız kardeşi Kraliçe .Artemisia abisinin-kocasının anısına muhteşem bir anıt mezar yaptırdı…………
……………bu muhteşem anıt mezara “Mausoleum/Mozeleum/Mozele” adı verildi…..ve bu anıt mezar
Dünyanın yedi Harikası arasından biri oldu.
………………….
Moseleum’u İngilizler 19. Yüzyılda çalarak ve bir donanma gemisine yükleyip ülkelerine kaçırdılar……British Museum’da,sergilemeye başladılar. Tıpkı bizden (ve dünyanın çeşitli ülkelerinden) çaldıkları diğer eserler gibi.
Bize de anıtın temelleri ve çalınmaya değer görülmeyen bazı harabeleri kaldı…………
…………..elma şekerinin sapı gibi.
(İngilizlerin Halikarnas’tan ve Datça’daki Knidos’tan çaldıklarını. Bir başka yazımda ayrıntılı biçimde anlatmış olduğumdan burada tekrarlayıp vaktinizi almak istemiyorum).
…………………
Eyy, yerli ve milli tatilcilerimiz; “Yurt dışına çıkış harcı “şimdilik” 500 liraya çıkarıldığı için ve vize almakta zorluklarla karşılaşıldığından dolayı Londra’ya gidip British Museum’da Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Moseleum’u göremiyorsanız, Bodrum’a geldiğinizde biraz vakit ayırın da bari kalıntılarını görün”……..
………….desem……
Ayıp mı etmiş olurum acaba?