Özcan Öztürk-Şair-Yazar
Köşe Yazarı
Özcan Öztürk-Şair-Yazar
 

“Bugünün Devrimi Geçmişin Şiiriyle Yapılmaz” 2

Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA Çalışma hayatına 12 yaşında Tuzluçayır-Abidinpaşa gecekondularında simit satarak başladım. Semt pazarlarında kavun, karpuz, Pazar çantası, poşet v.s.  satışı yaptım. Ankara Yapı  Meslek Lisesi Sıhhi Tesisat ve Havalandırma bölümünden mezun olduktan sonra birçok özel kuruluşlarda teknisyen. Elekro-mekanik teknisyeni. Fotokopi teknisyeni. Tenik Müdür Yardımcısı olarak görevlerde bulundum. Özel bir bankanın 14 yıl boyunca teknik servis ve atölye sorumlusu oldum. Ükemizin marketler zinciri bir işletmesinin Genel Müdürlüklüğünde Yönetici Asistanı olarak çalıştım. Hâlen Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği destek elemanı olarak çalışmaya devam etmekteyim Şair Yazar 2004/2006 yıllarında merkezi Zürich olan, Uluslararası Kültür Köprüsü’nün Türkiye Temsilciliği görevini yürüttüm. Ankara Radyo İmaj’da Şiirle Yaşayanlar ve Aşk FM Tamirci şiir programlarının metin yazarlığını üstlendim . Turgut Uyarın eseri Göğe Bakma Durağından yola çıkılarak otobiyografik hayatı oyunlaştırdım. Son iki yıl Özgür Sanat Dergisinin Genel Yayn Yönetmeninliği ve Yazı İşleri Müdürlğü görevlerini üstlendim.  Mini Sokak isimli çocuk dizisinin senaritsliğini üstlendim. Başkent Üniversitesi Yaşam Koçluğu ve Ankara Bilim Üniversitesi Yaratıcı Yazarlık ve Metin Tasarımı Eğitim sertifikası İ.S.A (İstanbul Seneryo Atölyesi senaryo eğitimi aldım.) Bir çok STK örgütlü mücadelesini sürdürürken activistçe tavırlar takındım. Ulusal ve uluslararası 13 şiir ödüllerinin yanı sıra 2 öykü ödülüne değer görüldü eserlerim. Eserlerime gelince: Çocuk su -şiir- (Kum yayınları/ Ankara 2003). (Çocuk su & Lâlezar 2. Baskı Sole Yayınları 2024 Antakya). Hüzünlü Kadınlar Sokağı -şiir- (Papirüs Yayınevi/ İstanbul 2010). (2. Baskı Sole Yayınları 2024 Antakya). Davetsiz Misafir - minimal öykü - (Bencekitap /Ankara 2011). (Genişletilmiş 2. Baskı Alden Yayınları- Ankara). Elveda -şiir- (İzan Yayınları/ Ankara 2021). Gezi/yorum (haiku şiir) (İzan Yayınları/ Ankara 2023). Saray Merdiveni & Madencinin Ölümü Soma şiir (Cinius Yayınları /İstanbul 2023). (2. Baskı KKM Yayınları 2024/ Ankara.) Kitabın ilk sayfalarında yer alan Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA çağrışımı bol metaforla dolu bilgilerin güncelliğini, anı yakalamak adına odaklandığım bir eser koymaktı muradım. Benim önceliğim yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var dizesidir. Şiir aklımın köşesinde yer etmiştir ve bana rehber olmuştur. Çünkü yazılan eserdir kalıcı olan bizler faniyiz... Kişiler gelip geçer ama geride bıraktığınız eser her neyse odur sizi ileriye taşıyan. Evet, bu güzel şiiri sizinle paylaşmak istiyorum.   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten  Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği   İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya   Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin   İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına   Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın   Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana Ataol BEHRAMOĞLU Önemli olan niçin ve nasıl yaşadığımızdır. Bu soruyu tersine çevirerek tekrar soruyorum kendime Niçin Yazdım? Yaklaşık 28 yıldır yazın alanında ürettiklerimle var olmaya çalışıyorum. Kimi zaman adım ödül avcısına çıksa da % 80 rumuzla katıldığım şiir ve öykü dosyaydı. Seçici kurulun sizi tanıması ister istemez tarafsız kalamadığını hepimiz görmüş, duymuş ve işitmişizdir. Eserlere ödün vermeden yaklaşımın en doğrusunun rumuzla ve maddi çıkar gözetmeksizin eserlerimi gönderdim. Sonuç olarak ödül avcısı olmadığımın bilinmesini isterim. Tabii kimi yarışmalarda seçici kurulda bulunduğumda çok titiz davranarak seçici olmaya çalıştım. Mesleğim gereği çocukluğumdan beri özgür olmayı, araştırıp incelemeyi ve çalışmayı sevmemin bana inanılmaz katkısı oldu. Maden işçilerini, inşaat işçilerini ve tarım işçilerini yakından tanıdım. Çalışma ve yaşam koşullarını gördüm. Bunun yanında bürokrasiyi ve TBMM sayısız vekil, başbakan, başbakan yardımcısı, müzisyen sanatçıyla tanışma sohbet etme şansı ve şanssızlığı yaşadım. Bu görüş ve tecrübeler bende birikmesin insanlara derdimi ve dertlerimizi nasıl anlatırım kaygısıyla yazdım. Nasıl yazdım?  Kendimle konuşarak, yalın, samimi, olduğum gibi, bir nehir şiiri okuyor gibi özel hayatıma ve bana emanet edilmiş sırı özenli ve gözeterek, onları kalbimin derinliklerinde koruyarak, yaşadıkça sayılı günlerimin ömür doğrultusunda, çevremi dinleyerek, gezerek, okuyarak, konfor alanımı terk ederek yazmaya çalıştım Ne yazdım?   “Hayat hikâyemi ve çevremde yaşananları pratikte, teorik olarak nasıl anlatsam diye kurguladığım şeyleri; kendi yazı ve şiir aracılığıyla hem geleceğe hem gelecek kuşaklara taşımayı uzun düşünüyordum. 1996 yılında K.K.T.C. Magusa/Paşaköy’de usta birliğinde tanıştığım subaylar ve sanatın içinde olan asker yoluma açtı. Sonrası şiir, anı, mektup, deneme ve eleştiri derken kitap dosyaları gelişti ve bugünlere geldiğimde geride bıraktığım yirmi bir yılın sonunda Çocuk su& Lâlezar (Şiir 1. Baskı 2003. 2.Baskı 2024). Hüzünlü Kadınlar Sokağı (Düzyazı-şiir 1. Baskı 2010, 2.Baskı 2024). Davetsiz Misafir (Küçürek Öykü 1. Baskı 2011, 2.Baskı 2024) Elveda (1. Baskı 2021). Gezi/yorum (Haiku şiir 1. Baskı 2023). Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA(Düzyazı-şiir 1. Baskı, 2.Baskı 2024) Neden metin tasarımları yazmaya devam ediyorum?  Şiir ve öykün dışında senaryo, çocuk dizisi senaryosu, tiyatro oyunu, radyo şiir programları, metin yazarlığı, reklam yazarlığı, kitap tanıtımı ve eleştiri ve Ulus Gazetesinde köşe yazarlığı. Bunca yazı üretmek, bir yerlere yetişme telaşında olmadım. Yaşadığımız çağın rezilliğini kimi zaman güzelliğine şahitlik ettiğim için yaşadığım yüzyıla uyum sağlayamadığım için yazmaya devam ediyorum. Davetsiz Misafir ve Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA iki eserim okur tarafından çok benimsenip geri dönüşler almak ve onları yazma eyleminin içine katmanın dayanılmaz mutluluğu. En büyük ödül oldu. Çevrenizdeki insanlar türlü bahaneler üreterek üç maymunu oynarken ve öz eleştiri yapmadan popüler olmak adın atılan imzalardan dolayı silikleştiklerinin farkında değiller. Ego, kibir ve üst perdeden bakışlar, konuşmalar yaparak Kaf Dağında yaşama arzusunda oldukları için toplumla kan uyuşmazlığı çektiklerinin farkında bile değiller. Okurla buluşmanın bizlere verdiği en büyük hediye gözlerindeki samimi bakış olacaktır. 01.12.2024 Ankara Kitap Fuarları 21. Yılında okurla buluşma, tanışma, ayaküstü sohbetler yaptık. Şehir içi ve dışından olsun birbirinden değerli yazar, şair, gazeteci arkadaş ve dostlarla buluşma imkânı buldu. Dahası kapı komşum bile MYRİNA Yayınları Standına kitap imzalar iken karşılaşıp son iki baskı yapan Davetsiz Misafir ve Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA isimli eserleri şaşkınlıkla karşılamış olması ayrıca sevindiriciydi. Bu hafta sonu Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA benim için çok ayrı bir yeri oldu. "Ben o madene üç kızımı okutabilmek için girdim, ölmek için girmedim. Neden iş güvenliği önlemleri almıyorsunuz? Biz bu şekilde 301 arkadaşımızı kaybettik. Başka arkadaşlarımızı kaybetmek istemiyoruz." Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciadan sağ kurtulan Fernas işçisi Eyüp Can, Ankara'daki basın açıklamasında patronlarına böyle seslenmişti. Manisa'nın Soma ilçesinde faaliyet gösteren Fernas Madencilik'te çalışan üç işçi Bağımsız Maden İşçileri Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle işten atıldı. Bunun üzerine eyleme geçen diğer işçiler Manisa'dan Ankara'ya yürüdü. 2 Ekim’de Ankara'daki Kurtuluş Parkı’nda nöbete başlayan madenciler 10 Ekim’de Meclis’e yürümek istedi, ancak polis engelledi. 14 Ekim'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na yürümek isteyen, ancak polis tarafından engellenen işçiler, Kurtuluş Parkı'nda açlık grevine başladı. Parktaki 32 Fernas işçisi, 4 Bağımsız Maden-İş Sendikası yöneticisi ve 1 Umut-Sen üyesi “Kamu güvenliğini tehlikeye atma" suçlamasıyla 15 Ekim'de gözaltına alındı. Gözaltına alınan 37 kişi ifadeleri alındıktan ve sağlık kontrolünden geçtikten sonra serbest bırakıldı. Bu eylemde bir şair yazar olarak yanlarında olmak, destek vermek istedim. Eylemci madenciler arasından Halit İleri ile tanışmam kitabım Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA bizler için ayrı değer kattı. Kitabımı okuduktan sonra kendisinde derin izler bıraktığını ve yaşadıklarını yazmak istemiş ve bana dört sayfalık yazısını göndermişti. Bu anlamlı yazıyı kitabıma ekleyerek kendisine ve tüm işçilerin yanında olduğumu bir bakıma belgelemiş olduk. Kitabımı isteyen arkadaşların isimlerini anmadan olmaz. Halit ileri. Sercan Aslan. Turan Aslan. Muhammet İleri. Hidayet Sekmen. Mehmet Ezgi. Davut Taskeno. Ömer Kına. Mehmet İpek. 07.12.2024 günü saat 15: 00 KKM Kitap Kafe Konur Sokak. 35/3 Kızılay başlayacak olan Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA odağında söyleşi ve imza etkinliğimizin sunumunu Ulus Gazetesi köşe yazarı, araştırmacı, şair ve eğitimci Arzu KÖK ile birlikte gerçekleştireceğiz. Siz kıymetli okurları aramızda görmek ayrıca onur ve mutluluk duyacağız.
Ekleme Tarihi: 04 Aralık 2024 - Çarşamba

“Bugünün Devrimi Geçmişin Şiiriyle Yapılmaz” 2

Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA

Çalışma hayatına 12 yaşında Tuzluçayır-Abidinpaşa gecekondularında simit satarak başladım. Semt pazarlarında kavun, karpuz, Pazar çantası, poşet v.s.  satışı yaptım. Ankara Yapı  Meslek Lisesi Sıhhi Tesisat ve Havalandırma bölümünden mezun olduktan sonra birçok özel kuruluşlarda teknisyen. Elekro-mekanik teknisyeni. Fotokopi teknisyeni. Tenik Müdür Yardımcısı olarak görevlerde bulundum. Özel bir bankanın 14 yıl boyunca teknik servis ve atölye sorumlusu oldum. Ükemizin marketler zinciri bir işletmesinin Genel Müdürlüklüğünde Yönetici Asistanı olarak çalıştım. Hâlen Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği destek elemanı olarak çalışmaya devam etmekteyim

Şair Yazar 2004/2006 yıllarında merkezi Zürich olan, Uluslararası Kültür Köprüsü’nün Türkiye Temsilciliği görevini yürüttüm. Ankara Radyo İmaj’da Şiirle Yaşayanlar ve Aşk FM Tamirci şiir programlarının metin yazarlığını üstlendim . Turgut Uyarın eseri Göğe Bakma Durağından yola çıkılarak otobiyografik hayatı oyunlaştırdım. Son iki yıl Özgür Sanat Dergisinin Genel Yayn Yönetmeninliği ve Yazı İşleri Müdürlğü görevlerini üstlendim.  Mini Sokak isimli çocuk dizisinin senaritsliğini üstlendim.

Başkent Üniversitesi Yaşam Koçluğu ve Ankara Bilim Üniversitesi Yaratıcı Yazarlık ve Metin Tasarımı Eğitim sertifikası İ.S.A (İstanbul Seneryo Atölyesi senaryo eğitimi aldım.)

Bir çok STK örgütlü mücadelesini sürdürürken activistçe tavırlar takındım. Ulusal ve uluslararası 13 şiir ödüllerinin yanı sıra 2 öykü ödülüne değer görüldü eserlerim.

Eserlerime gelince: Çocuk su -şiir- (Kum yayınları/ Ankara 2003). (Çocuk su & Lâlezar 2. Baskı Sole Yayınları 2024 Antakya). Hüzünlü Kadınlar Sokağı -şiir- (Papirüs Yayınevi/ İstanbul 2010). (2. Baskı Sole Yayınları 2024 Antakya). Davetsiz Misafir - minimal öykü - (Bencekitap /Ankara 2011). (Genişletilmiş 2. Baskı Alden Yayınları- Ankara). Elveda -şiir- (İzan Yayınları/ Ankara 2021). Gezi/yorum (haiku şiir) (İzan Yayınları/ Ankara 2023). Saray Merdiveni & Madencinin Ölümü Soma şiir (Cinius Yayınları /İstanbul 2023). (2. Baskı KKM Yayınları 2024/ Ankara.)

Kitabın ilk sayfalarında yer alan Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA çağrışımı bol metaforla dolu bilgilerin güncelliğini, anı yakalamak adına odaklandığım bir eser koymaktı muradım. Benim önceliğim yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var dizesidir. Şiir aklımın köşesinde yer etmiştir ve bana rehber olmuştur. Çünkü yazılan eserdir kalıcı olan bizler faniyiz... Kişiler gelip geçer ama geride bıraktığınız eser her neyse odur sizi ileriye taşıyan. Evet, bu güzel şiiri sizinle paylaşmak istiyorum.

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi

Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten 

Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

 

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne

Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa

Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır

Kopmaz kökler salmaktır oraya

 

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını

Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin

Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara

Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

 

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine

Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

İnsan balıklama dalmalı içine hayatın

Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

 

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar

Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın

Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu

Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

 

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle

Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı

Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına

Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

Ataol BEHRAMOĞLU

Önemli olan niçin ve nasıl yaşadığımızdır. Bu soruyu tersine çevirerek tekrar soruyorum kendime

Niçin Yazdım?

Yaklaşık 28 yıldır yazın alanında ürettiklerimle var olmaya çalışıyorum. Kimi zaman adım ödül avcısına çıksa da % 80 rumuzla katıldığım şiir ve öykü dosyaydı. Seçici kurulun sizi tanıması ister istemez tarafsız kalamadığını hepimiz görmüş, duymuş ve işitmişizdir. Eserlere ödün vermeden yaklaşımın en doğrusunun rumuzla ve maddi çıkar gözetmeksizin eserlerimi gönderdim. Sonuç olarak ödül avcısı olmadığımın bilinmesini isterim. Tabii kimi yarışmalarda seçici kurulda bulunduğumda çok titiz davranarak seçici olmaya çalıştım.

Mesleğim gereği çocukluğumdan beri özgür olmayı, araştırıp incelemeyi ve çalışmayı sevmemin bana inanılmaz katkısı oldu. Maden işçilerini, inşaat işçilerini ve tarım işçilerini yakından tanıdım. Çalışma ve yaşam koşullarını gördüm. Bunun yanında bürokrasiyi ve TBMM sayısız vekil, başbakan, başbakan yardımcısı, müzisyen sanatçıyla tanışma sohbet etme şansı ve şanssızlığı yaşadım. Bu görüş ve tecrübeler bende birikmesin insanlara derdimi ve dertlerimizi nasıl anlatırım kaygısıyla yazdım.

Nasıl yazdım? 

Kendimle konuşarak, yalın, samimi, olduğum gibi, bir nehir şiiri okuyor gibi özel hayatıma ve bana emanet edilmiş sırı özenli ve gözeterek, onları kalbimin derinliklerinde koruyarak, yaşadıkça sayılı günlerimin ömür doğrultusunda, çevremi dinleyerek, gezerek, okuyarak, konfor alanımı terk ederek yazmaya çalıştım

Ne yazdım? 

 “Hayat hikâyemi ve çevremde yaşananları pratikte, teorik olarak nasıl anlatsam diye kurguladığım şeyleri; kendi yazı ve şiir aracılığıyla hem geleceğe hem gelecek kuşaklara taşımayı uzun düşünüyordum. 1996 yılında K.K.T.C. Magusa/Paşaköy’de usta birliğinde tanıştığım subaylar ve sanatın içinde olan asker yoluma açtı. Sonrası şiir, anı, mektup, deneme ve eleştiri derken kitap dosyaları gelişti ve bugünlere geldiğimde geride bıraktığım yirmi bir yılın sonunda Çocuk su& Lâlezar (Şiir 1. Baskı 2003. 2.Baskı 2024). Hüzünlü Kadınlar Sokağı (Düzyazı-şiir 1. Baskı 2010, 2.Baskı 2024). Davetsiz Misafir (Küçürek Öykü 1. Baskı 2011, 2.Baskı 2024) Elveda (1. Baskı 2021). Gezi/yorum (Haiku şiir 1. Baskı 2023). Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA(Düzyazı-şiir 1. Baskı, 2.Baskı 2024)

Neden metin tasarımları yazmaya devam ediyorum? 

Şiir ve öykün dışında senaryo, çocuk dizisi senaryosu, tiyatro oyunu, radyo şiir programları, metin yazarlığı, reklam yazarlığı, kitap tanıtımı ve eleştiri ve Ulus Gazetesinde köşe yazarlığı. Bunca yazı üretmek, bir yerlere yetişme telaşında olmadım. Yaşadığımız çağın rezilliğini kimi zaman güzelliğine şahitlik ettiğim için yaşadığım yüzyıla uyum sağlayamadığım için yazmaya devam ediyorum.

Davetsiz Misafir ve Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA iki eserim okur tarafından çok benimsenip geri dönüşler almak ve onları yazma eyleminin içine katmanın dayanılmaz mutluluğu. En büyük ödül oldu. Çevrenizdeki insanlar türlü bahaneler üreterek üç maymunu oynarken ve öz eleştiri yapmadan popüler olmak adın atılan imzalardan dolayı silikleştiklerinin farkında değiller. Ego, kibir ve üst perdeden bakışlar, konuşmalar yaparak Kaf Dağında yaşama arzusunda oldukları için toplumla kan uyuşmazlığı çektiklerinin farkında bile değiller.

Okurla buluşmanın bizlere verdiği en büyük hediye gözlerindeki samimi bakış olacaktır.

01.12.2024 Ankara Kitap Fuarları 21. Yılında okurla buluşma, tanışma, ayaküstü sohbetler yaptık. Şehir içi ve dışından olsun birbirinden değerli yazar, şair, gazeteci arkadaş ve dostlarla buluşma imkânı buldu. Dahası kapı komşum bile MYRİNA Yayınları Standına kitap imzalar iken karşılaşıp son iki baskı yapan Davetsiz Misafir ve Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA isimli eserleri şaşkınlıkla karşılamış olması ayrıca sevindiriciydi.

Bu hafta sonu Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA benim için çok ayrı bir yeri oldu.

"Ben o madene üç kızımı okutabilmek için girdim, ölmek için girmedim. Neden iş güvenliği önlemleri almıyorsunuz? Biz bu şekilde 301 arkadaşımızı kaybettik. Başka arkadaşlarımızı kaybetmek istemiyoruz."

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciadan sağ kurtulan Fernas işçisi Eyüp Can, Ankara'daki basın açıklamasında patronlarına böyle seslenmişti.

Manisa'nın Soma ilçesinde faaliyet gösteren Fernas Madencilik'te çalışan üç işçi Bağımsız Maden İşçileri Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle işten atıldı.

Bunun üzerine eyleme geçen diğer işçiler Manisa'dan Ankara'ya yürüdü.

2 Ekim’de Ankara'daki Kurtuluş Parkı’nda nöbete başlayan madenciler 10 Ekim’de Meclis’e yürümek istedi, ancak polis engelledi.

14 Ekim'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na yürümek isteyen, ancak polis tarafından engellenen işçiler, Kurtuluş Parkı'nda açlık grevine başladı.

Parktaki 32 Fernas işçisi, 4 Bağımsız Maden-İş Sendikası yöneticisi ve 1 Umut-Sen üyesi “Kamu güvenliğini tehlikeye atma" suçlamasıyla 15 Ekim'de gözaltına alındı.

Gözaltına alınan 37 kişi ifadeleri alındıktan ve sağlık kontrolünden geçtikten sonra serbest bırakıldı.

Bu eylemde bir şair yazar olarak yanlarında olmak, destek vermek istedim. Eylemci madenciler arasından Halit İleri ile tanışmam kitabım Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA bizler için ayrı değer kattı. Kitabımı okuduktan sonra kendisinde derin izler bıraktığını ve yaşadıklarını yazmak istemiş ve bana dört sayfalık yazısını göndermişti. Bu anlamlı yazıyı kitabıma ekleyerek kendisine ve tüm işçilerin yanında olduğumu bir bakıma belgelemiş olduk.

Kitabımı isteyen arkadaşların isimlerini anmadan olmaz. Halit ileri. Sercan Aslan. Turan Aslan. Muhammet İleri. Hidayet Sekmen. Mehmet Ezgi. Davut Taskeno. Ömer Kına. Mehmet İpek.

07.12.2024 günü saat 15: 00 KKM Kitap Kafe Konur Sokak. 35/3 Kızılay başlayacak olan Sarayın Merdiveni & Madencinin Ölümü SOMA odağında söyleşi ve imza etkinliğimizin sunumunu Ulus Gazetesi köşe yazarı, araştırmacı, şair ve eğitimci Arzu KÖK ile birlikte gerçekleştireceğiz. Siz kıymetli okurları aramızda görmek ayrıca onur ve mutluluk duyacağız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.