Sınır komşumuz ve Ortadoğu’yu Siyonizm’e teslim etmek görevi cihatçılara verilmiş gözüküyor. ABD, İngiltere, İsrail şeytan üçgeni ateşe verdiği komşularımıza istikrar getirmek amacıyla BOP dâhil olmakla ateşin bize sıçramayacağının garantisi yok. Dün dündür, bugün bugündür anlayışı yarının ne olacağı kuşkusu belirsizlik getirmektedir.
Ülkemizde yaşanan sosyal ve ekonomik belirsizlik geleceğimiz iki dudak arasındaki saray rejimi beli ediyor. Geçim sıkıntısının had safhaya çıktığı, işçi eylemleri ve işçilerinin grevlerini yasakladı. Gerekçe ‘‘milli güvenlik’’.
Siyasal rejimler bugüne kadar değişik ölçütlere göre değişik biçimlerde sınıflandırılmışlardır. ‘Egemenliğin sahipliği’ ve kullanımı’ ölçütüne göre yapılan siyasal rejimler içinde yer alan bazı rejimler zaman içinde farklılaştığından; bunlara dayalı genellemeler de geçersizleşmeye başlamıştır. Günümüze uygulanmış bazı siyasal rejimlere sınırlı da olsa yer verilmekte. Komşu ülkelerimizde ki rejim değişikliğini daha öncede seyirci kalmıştık.
Siyasal rejimlerle ilgili sınıflamaların geçmişi Heredot ve Aristo ya kadar geriye gitmektedir. Mevcut siyasal rejimler zaman içinde farklılaştıkça ve yeni yeni siyasal rejimlerin kurulmalarına bağlı olarak; siyasal rejimlerle ilgili daha önce yapılmış sınıflamaların da yeri geldiğinde gözden geçirildiğine tanık olunmuştur. II. Dünya savaşından sonra ortaya çıkan devletlerin yeni rejimleri kabul etmeleri, özellikle 1990 lı yıllardan sonra kurulan yeni devletlerin de ortaya çıkması ve bazı devletlerin zaman içinde rejim değişikliğine gitmeleri; zamansal anlamda pek de eski olmayan sistem veya rejim sınıflamalarının geçersizleşmeye başlamasına yol açmıştır. Günümüzde artık tek tip meclis hükümeti, parlamenter, yarı başkanlık ve başkanlık rejiminin olmadığı görülmektedir. Ana siyasal rejimlerin farklılaşmalarından dolayı bu ana sistemlerle ilgili olarak yapılacak genellemelerin önemli yanlışlara yol açabileceği görülmektedir.
Çağdaş siyasal rejimlerin sınıflamasında var olan geçersizlik sorunlarının çözümü bizce üç farklı yaklaşımla çözülebilirdi. Bunlardan birincisi; Halk egemenliğine dayalı rejimleri Güçlerin konumuna veya güçlerin ayrı olup olmamasına göre sınıflandırdıktan sonra alt sınıflamalara tabi tutmak. Ancak bu tercih geçmişteki ve günümüzdeki siyasal rejimlerinin tümünü kapsamayacaktı.
İkinci olarak; Egemenliğin Sahipliğine göre tekçi (monolitik), azınlık (oligarşik) ve siyasal iktidarın toplumda olduğu rejimler şeklinde üçlü bir sınıflamaya tabi tutmak. Buna göre tekçi rejimler; monarşik ve diktatöryal olmak üzere iki alt grup içinde ele alınabilir. Azınlık egemenliğine dayalı (oligarşi) rejiler ise; aristokratik, plütokratik, meritokratik, teokratik, militokratik ve teknokratik şeklinde alt kümeler halinde ele alınabilir. Egemenliğin halkta olduğu rejimler ise meclis hükümeti, parlamenter, yarıbaşkanlık ve başkanlık rejimleri ve bunların alt türevleri şeklinde toplam 6 grup içinde ele alınabilir.
Üçüncü olarak egemenliğin sahipliği ve iktidarın kullanım biçimine göre siyasal rejimler Egemenliğin Halkta Olmadığı ve Halkta olduğu Rejimler alt sınıflamalara tabi tutulabilir. Üçüncü seçeneğe göre siyasal rejimler; 1.Egemenliğin halka ait olmadığı ve 2. Egemenliğin Halka ait olduğu rejimler şeklinde iki ana sınıf ve bunlar da alt sınıflamalara tabi tutulabilir.
EGEMENLİĞİN HALKA AİT OLMADIĞI REJİMLER
KİŞİ EGEMENLİĞİNE DAYALI REJİMLER: 1) Monarşik Rejimler 2) Monarka Tanrısal Nitelik Atfedilen Rejimler 3) Monarka Yarıtanrı Nitelik Atfedilen Rejimler 4) Monarka Tanrının Temsilciliği Atfedilen Rejimler 5) Monarkın Dinsel ve Yerel Güçlerden Destek Aldığı Rejimler 6) Güçlü Monarkların Bulunduğu Rejimler Diktatörlükler 7) Askeri Diktatörlükler 8) Sivil diktatörlükler
AZINLIK EGEMENLİĞİNE DAYALI REJİMLER: 1) Aristokrasi; Soyluların Egemen Olduğu Rejimler 2) Plütokrasi; Zenginlerin Egemen olduğu Rejimler 3) Meritokrasi; Yeteneklilerin Egemen Olduğu Rejimler 4) Teknokrasi; Bürokrat ve Uzman Kişilerin Egemen Olduğu Rej. 5) Teokrasi; Dinsel Bir Grubun Egemenliğine Dayalı Rejimler 6) Militokrasi Askeri Bir Grubun (cunta) Egemenliğine Dayalı Rej 7)Belirli Bir Irk Egemenliğine Dayalı Rejimler 8)Diğer (cinsiyet gibi)Azınlık Rejimleri
EGEMENLİĞİN HALKA AİT OLDUĞU REJİMLER MECLİS HÜKÜMETİ REJİMLERİ: 1)Sahip oldukları Yetkiler Bakımından Meclis Hükümeti Rejimleri 2)Parlamentonun Yetkili Olduğu Meclis Hükümeti Rejimi 3)Parlamentonun Olağanüstü Yetkili Olduğu MHR 4)Demokrasinin Gerçekleşme Derecesine Göre MHR 5)Antidemokratik İşleyen MHR 6)Marksist /Leninist Rejimler Siyasal Rejim Sınıflamalarının Yeniden Gözden Geçirilmesi 7)Bazı Faşist Rejimler 8)Bazı Arap Sosyalizmi Rejimleri 9)Demokratik Nitelikli Meclis Hükümeti Rejimi
PARLAMENTER REJİMLER: 1) Devlet Biçimlerine Göre Parlamenter Rejimler 2) Meşruti Monarşili Parlamenter Rejimler 3) İkici Parlamenter Rejimler 4) Tekçi Parlamenter Rejimler 5) Cumhuriyetli Parlamenter Rejimler 6) Cumhurbaşkanını Halkın Belirlediği Başkanlı Parlamenter 7) Demokrasinin Gerçekleşme Derecesine Göre 8) Demokratik İşlemeyen Parlamenter Rejimler 9) Demokratik Nitelikli Parlamenter Rejimler
YARIBAŞKANLIK REJİMLERİ: 1) Cumhurbaşkanına Tanınan Yetkiler Bakımından YBR 2) Cumhurbaşkanının Sınırlı Yetkilere Sahip Olduğu YBR 3) Cumhurbaşkanın Hükümete Yakın Yetkili Olduğu YBR 4) Cumhurbaşkanın Hükümetten Üstün Yetkilere Sahip Olduğu YBR 5) Demokrasinin Gerçekleşme Derecesine Göre YBR 6) Demokratik İşlemeyen YBR 7) Demokratik İşleyen Yarı başkanlık Rejimleri
BAŞKANLIK REJİMLERİ: 1- İstikrarsız Başkanlık Rejimleri 2 - Hükümetli Başkanlık Rejimleri 3-ABD Tipi Başkanlık Rejimleri 4- Otoriterleşmiş Başkanlık Rejimleri Şeklinde sınıflanabilir.
Bu arada sahaflardan arayıp bulduğum benimle yaşıt kimi kitapları okumak ve geçmişten günümüze dair siyasi yönelimleri anlatan kitaplar oldu. Bu kitapları önümüzdeki hafta yamaya çalışacağım.
“Suriye'de olanlardan en kazançlı çıkan İsrail
On yıl içinde Suriye paramparça edildi. Gelinen son noktada ise Suriye parçacıklara ayrılmak üzere… Yugoslavya örneği ortada. Böl parçala yönet stratejisinde gelinen son noktadayız.
Suriye’de emperyalist güçlerin kurguladığı bir senaryo oynanıyor. Suriye’de IŞID vardı… Suriye’de önüne gelen şehri ele geçiyordu. Şimdi nerede? Amerika’nın desteği ile Suriye'ye yerleşen PYD, YPG İsrail'in amacına hizmet ettiği kadar yaşayacak. Barzani Yahudi kökenli olduğunu sağır sultan bile biliyorken. Şimdiler HTŞ (Heyet Tahir eş-Şam) örgütünün adını ve Halep’i ele geçirmesini konuşuyoruz. HTŞ'de kullanılacak ve atılacak! Terör örgütünü aklama yolunu seçecekler. Bunun arkasında hangi dış güçler var? Belli ki Amerika, İngiltere, İsrail… Niye? İsrail Vadedilmiş topraklar (Arz-ı Mev'ud) hayalini gerçekleştirmek istiyor.
Suriye’yi içten parçalayıp, güneyden girerek Türkiye’ye kadar uzanan vadedişmiş toprakları kazanmak. Yani Suriye’de İslam adına savaştığını iddia eden gruplar İsrail’e hizmet ettiklerini, vakti geldiğinde kendilerinin de ortadan kaldırılacağını mutlaka biliyorlar.
Çünkü Amerika ve İsrail ile yeni bir filmin senaryosunu yazmaya başladılar... Savaş başlığı olmayan füzeler atıyorlar. Ayrıca Arz-ı Mev'ud İran’ı kapsamıyor.
Amerika’nın sonsuz destek verdiği İsrail durmayacaktır. Yine Amerika ile Ortadoğu’yu kan gölüne ve kaosa sürüklemeye devam edecekler.
Yüzyıllar önce başlayan Büyük İsrail Projesi devam ediyor.
Yıllar önce konuşulan Büyük Ortadoğu Projesi’nin ne olduğu herhalde bugünlerde daha iyi anlaşılıyordur.
AK Parti kurucularından eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, Suriye'de Esad yönetiminin devrilerek yerine HTŞ öncülüğünde cihatçı grupların geçmesi hakkında açıklamalarda bulundu.
EKOL TV'de Armağan Çağlayan'a konuşan Arınç, “Suriye'de olanlardan en kazançlı çıkan İsrail'dir. İran’ı mahvetti, Gazze’yi perişan etti. Şimdi Suriye’yi perişan ediyor" dedi.
“Suriye’de ne olacağı bizi geçmişte de ilgilendirdi, bugün de ilgilendiriyor. Rahmetli Erbakan Hocamızın da geçmişte Suriye konusunda görüşlerini ifade eden insanların da ‘Suriye’nin parçalanması Türkiye’nin aleyhine olur’ diye görüşleri vardır. Hiç beklenmedik şekilde İsrail, Şam’a kadar geldi. Ve eskiden işgali altında tuttuğu Golan Tepeleri’ni, su kaynaklarını tekrar elde etti. Gemilerini yaktı, uçaklarını bombaladı. Gık çıkmadı” dedi.
Havuz medyası Esad rejiminin devrilmesi ve Heyet Tahrir el Şam (HTŞ)’nin iktidarı ele geçirmesini bir “halk devrimi” gibi gösteren haber ve analizlerden geçilmezken bu “devrim”in arkasındaki güçler, yeni Suriye’nin geleceğini planlamak için Ürdün’ün Akabe kentinde bir araya gelip pazarlıklar yaptılar. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ve Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın yanı sıra S. Arabistan ve Mısır’ın başını çektiği Arap ülkeleri, AB ve BM temsilcilerinin katıldığı toplantıda Esad rejiminin en büyük destekçileri Rusya ve İran’ın olmaması, Suriye’de kazananlar ve kaybedenler tablosunun daha görünür hale gelmesini sağlıyordu. Bu tablo aynı zamanda Suriye’nin kazanan emperyalistler ve bölge gericilikleri arasında ekonomik, siyasi ve askeri olarak paylaşılmak üzere bir kurtlar sofrasına dönüşeceği yeni bir sürece girildiğini de ortaya koyuyor. Bu yeni kartta Kürtler üzerinden oyun sergilenecek. İran sınırından Lazkiye’ye uzanacak enerji hattını yeni bir haritanın çizgisi olacak gibi.
Önümüzdeki hafta okumakta olduğum Muhammed El-Baradey: Aldatma Çağı isimli kitabı aslında bugün Ortadoğu da yaşananların bir özeti olacak.
*Yrd.Doç.Dr.Hasan BURAN. İnönü Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi
Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Y.2009, C.14, S.1 s.69-97
https://arastirmax.com/en/system/files/dergiler/2055/makaleler/14/1/arastirmax-siyasal-rejim-siniflamalarinin-yeniden-gozden-gecirilmesi-uzerine.pdf