İncil’in ilk emri; sev. Tevrat’ın; yaşat. Kuran’ın; oku. Budizm tanrısız bir dindir. Buda’nın Beş Emri 1. Hiçbir canlıyı öldürmeyeceksin. 2. Sana verilmeyen bir şeyi almayacaksın. 3. Yalan konuşmayacaksın. 4. Sarhoşluk verici içkileri içmeyeceksin. 5. Zina etmeyeceksin.
Kutsal kitaplarda insanlara dair verilen emirler. Emir komuta zinciri. Düşündürücü.
Uygulama sıfır. Ne sevgi, ne yaşatma, ne okuma ne de öldürmeyi beceriyoruz.
Önce içgüdüsel olarak sevgiyi anneyi, babayı kardeşlerimizi… Ama kendimizi sevmeyi beceremeyiz. Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma. Herkesin bizi sevmesini, ilgi göstermesini isteriz. Peki, istemediğimiz duygular nasıldır? Özeleştiri yapıyor muyuz?
İçimizdeki tanrıyı sevmiyoruz! O zaman kendimizden başlasak iyi huylarımızı severken, kötü huylarımızı terk etsek. Yaşadığımız şu kısacık zaman diliminde ne bırakacağız yarınlara.
İçimizde ki yaşama ve yaşatma arzusunu nasıl başaracağız? Yaşamak, yaşatmak mutluğa açılan kapı değil mi?
Her canlıyı olduğu gibi kabul edip yaşatmak. Kendi doğasında var olanı koruyup, kollamak değil mi?
Kutsal kitap okurken ne kadarı bize geçiyor ve algılıyoruz. Ne kadar okuyor ve okutuyoruz. Acı gerçek şu. Din İşleri Yüksek Kurulu’nun üyelerinden Prof. Dr. Cağfer Karadaş, deizm ve ateizm düşünce akımına sahip olan kişilerin “temel argümanının Kur’an çevirisi üzerinden olduğunu, meal çevirisinin bağlamı tam vermediğini” söyledi. Karadaş, öğrencilerin mealleri okuduktan sonra kafasının karıştığını ve bu akımlara yöneldiğini de söyledi. Diyanet’in ve ilahiyatların ortak bir çalışma yapmasının çok yerinde olacağını ve rüzgârı tersine çevireceğini düşünüyorum.”
Burada yazmak kolay değil. Yazarken bile düşündürüyor yazacaklarımızı kim okur? Son olarak Budizm tanrısız bir dindir. Buda’nın Beş Emri 1. Hiçbir canlıyı öldürmeyeceksin. Öldürmeyi bile beceremiyoruz derken yanlış anlaşılmasın. Cahilliği, fakirliği, bilgi kirliliğini, ahlaksızlığı vs.
Ülkelere göre ateizm ve IQ seviyesi.
Uluslararası platformda öğrencilerin performanslarını değerlendiren PISA* adlı bir kuruluş 2000 yılından beri her yıl orta ve yükseköğrenimdeki öğrencilerin başarı durumunu değerlendiren araştırmalar yapmaktadır. Sonuçların açıklanması birçok ülke tarafından adeta nefesler tutularak beklenir. Sonuçlar birçok ülke için prestij ya da utanç konusu olur. Batılı ülkeler buradan çıkan sonuçlara göre eğitim politikalarını masaya yatırırlar.
Kuzey İrlanda, Ulster üniversitesinden, Prof. Richard Lynn, 137 ülkeden elde edilen PISA sonuçları ile paralel başka bir araştırma daha yaptı.
Prof. Richard Lynn, ülkelerin PISA sonuçlarından yola çıkarak önce o ülkenin standart sapma değerini buldu.
Daha sonra bu sapma değeri ile o ülkenin ortalama IQ sünü hesapladı. Prof. Richard Lynn, IQ değerlerini hesapladıktan sonra, sınava katılan öğrencilere ve o ülkede yaşayan diğer insanlara. Dinin kendileri için ne kadar önemli olduğunu sordu.*
Ek bilgi: İnsanda birinci kromozomda bulunan 10434 harf uzunluğundaki ASPM geni birçok canlıda bulunur. Bu genin orta yerinde 75 harf uzunluğunda bir kısım defalarca tekrar eder. İnsanda tekrar sayısı 64, farede 61, sinekte 24, solucanda ise 2 dir. Bu genizolösin (I) ve Glutamin(Q) sentezler. Bu 75 harflik kısmın tekrar sayısı canlılardaki “IQ” seviyesini gösterir.
Türkiye'nin PISA Sıralamaları (2003-2022)
Okuma Becerileri
PISA araştırması kapsamında okuma becerisi, metni sesli olarak ifade etmenin ötesinde, okuyucunun belli bir amaç için verilen bir veya daha fazla metindeki bilgiyi içselleştirip birbiriyle ilişkilendirebilmesini ifade eder. Türkiye, matematik ve fen bilimleri alanlarında düzenli bir artış ivmesi yakalamış olsa da bu durum okuma alanında geçerli olmamıştır. 2003’de girilen ilk sınavda Türkiye okuma alanında 40 ülke arasında 32. olurken, 2022’de yapılan sınavda ise 81 ülke arasında 36. sırada yer almıştır. 2015’te 428 olan genel okuma puanı, 2018’de 466 puana yükselmiştir. 2022’de pandemi sonrası yapılan sınavda bu puanda ciddi bir düşüş olmamıştır. İlgili raporlarda pandemi sürecinin kimi ülkeler için bir avantaja dönüştüğü, Türkiye’nin de pandemi sürecini puan kaybeden ülkelere kıyasla daha iyi atlattığı değerlendiriliyor. Bahsedilen nedenlerle Türkiye’nin sıralamasında önemli bir değişikliğin yaşanmadığı dikkat çekiyor.
Matematik Okuryazarlığı
Matematik okuryazarlığı, olguları tanımlamak, açıklamak ve tahmin etmek için kullanılan kavramlar, işlemler, gerçekler ve araçlar bütününü ifade eder. 2003-2022 PISA sonuçlarında, Türkiye’nin matematik alanındaki ortalama puanının 423 ila 454 arasında seyrettiği görülüyor. 2003 ve 2012 arasında artış eğiliminde olan ortalama matematik puanı, 2015’te düşüş göstermiştir. PISA 2018 uygulaması 454 ile en yüksek düzeye ulaşan Türkiye’nin ortalama matematik puanı, 2022’de 1 puan düşüş göstermiştir. PISA 2022'de hem OECD hem de tüm ülkelerin pandemiden sonraki genel matematik puanlarında düşüş görülürken, Türkiye'nin puanı sabit kalmıştır. Diğer taraftan PISA’nın paylaştığı rapora göre, Türkiye’deki öğrencilerin %39’unun matematik alanında temel yeterliliğe sahip olmadığı görülmüştür. Türkiye’nin matematik alanındaki sırası, 2003 yılında 40 ülkenin katıldığı sınavda 33 iken, 2022’de 81 ülke arasında 39. sırada yer almıştır.
Fen Okuryazarlığı
PISA araştırmasının Fen okuryazarlığı, öğrencilerin olguları bilimsel olarak açıklama, bilimsel sorgulama yöntemi tasarlama ve değerlendirme, verileri ve bulguları bilimsel olarak yorumlama becerilerini değerlendirmektedir. Türkiye’nin 2003-2022 yılları arasında fen alanındaki ortalama puanı 424 ila 476 arasındadır. Türkiye’nin PISA uygulamalarında 2006-2012 yılları arasında artış gösteren ortalama fen puanları, 2015’te 463’ten 425’e düşmüştür. Bununla birlikte, PISA 2018 uygulamasında Türkiye, tüm ülkeler arasında fen alanında ortalama puanını en fazla artıran ülke olmuştur. PISA 2022’de 468 puandan 8 puanlık bir artışla Türkiye’nin fen alanındaki ortalama performansı, 2003’ten bu yana en yüksek düzeye ulaşmıştır. 2003 yılında fen okuryazarlığı alanında 40 ü
Genel sıralamalar dikkate alındığında, PISA sonuçları Türkiye'deki eğitimin niteliğinde eksiklikler olduğunu göstermektedir. Türkiye, tüm ülkeler kategorisinde 30-40 arasında sıralamalarda yer alırken, 40 OECD ülkesi arasında 30’lu sıraların üzerine çıkamamıştır. Puanlamalara göre, Türkiye’deki 15 yaş öğrenci nüfusunun matematik alanında %39’u, fen okuryazarlığında %25’i ve okuduğunu anlamada %30’u asgari performansı gösterememiştir. Türkiye'nin PISA testinde göstermiş olduğu düşük performans, üniversiteye geçiş sınavı sonuçlarında da gözlemlenebilir. PISA testine benzer şekilde adayların temel yeterliliklerini ölçen Temel Yeterlilik Testi'nde (TYT), adaylar Türkçe alanında 40 soruda ortalama 21,4, Temel Matematik alanında 40 soruda ortalama 7,9 ve Fen Bilimleri alanında 20 soruda ortalama 3,4 soruya doğru yanıt vermişlerdir. Yeni okullar, yeni derslikler ve her sene yenilenen eğitim materyalleri gibi fiziki alanlarda yaşanan gelişmelere rağmen puan bazında ciddi atılımlar görülmemektedir. PISA sınavlarında en yüksek puanları alan Singapur ve Finlandiya gibi ülkelerin öğretmen yetiştirme konusundaki uzmanlıkları dikkate alındığında başta öğretmen niteliklerinin artırılması olmak üzere öğretim faaliyetlerini iyileştirici çalışmaların yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
*https://blog.uni-koeln.de/saltuerk/2011/08/23/ulkelere-gore-ateizm-ve-iq-seviyesi/