“Emire’nin Vedası” İsmail Cem Doğru tarafından kaleme alınmış, son yıllarda okuduğum en iyi psikolojik romanlardan bir tanesi. İşte bu nedenle de sizlere tanıtmadan geçmek istemedim.
Psikoloji tanımlarına baktığımızda karşımıza şu tanımlar çıkar:
“1. Psikoloji, zihinde geçen bilinç olaylarının incelenmesidir.
2. Psikoloji, insan ve hayvanların davranışlarının bilimsel olarak incelenmesidir.
3. Psikoloji, insan ve çevresi arasındaki ilişkileri inceleyen bir bilimdir.
4. Psikoloji, kişiler arası ilişkileri inceleyen bir bilimdir.
5. Psikoloji, insanın çevresine uyum sürecinin incelenmesidir.”
Psikolojik roman ise kahramanların psikolojik yapılarını tahlil ederken onların bilinç akımını (şuur akışı) da gözler önüne serer. İşte bu kitapta bunu en ince detaylarıyla görürsünüz. Romanı okurken dilin sınırlarına rağmen, kahramanlar özelinde hayat ve kendimiz hakkında zar zor anladığımız şeyleri gözlerimiz önüne serer yazar. Bazen kahramanın bilinçaltına iner, bazen kendi bilinçaltındakilerin sorgusunu yapar. Ancak psikolojinin beş tanımını da gösterir bizlere.
Emire’nin özelinde ruhun ve bedenin kendine yaptıklarında ve kendisine yapılan ihlalleri sorguluyor, sorgulatıyor. Gördükleri, yaşadıkları doğrultusunda susturuluşu, etrafın seslerini, bunların yaşattığı duyguları birlikte yaşıyorsunuz kahramanlarla.
Eser Hatay depremi sonrası analığının enkazdan henüz çıkarılamadığı haberi üzerine oraya giden yazarın, Hatay’da gördüğü manzara karşısında hissettiklerini anlatması ile başlıyor ve depremden yıllar önce kaybettiği annesi Emire’yi anımsayıp onu, yaşam öyküsünde yaşadıkları ve hisleri üzerinden anlatıyor bizlere. Aynı zamanda, ortada olan durum haricinde bu durumun ortaya çıkış nedenlerini de irdeliyor, irdeletiyor. Hem anlatıcının hem de diğer kahramanların ruh çözümlerini de görebiliyorsunuz, çoğu zaman da kendi yaşadıklarınızla karşılaştırıp kendinizi ve yaşamı da sorguluyorsunuz okurken.
Biliriz ki çoğu zaman bir düşüncenin, ne olduğunu anladığımız, onlarla ilişkilendirilen bir imgesi mutlaka vardır. Burada bellek girer devreye. Bu eserde belleğin varlığını hissediyorsunuz ve kelimelerin belleğin anımsattıklarının ustaca anlatılışına tanıklık ediyorsunuz. Ancak anlatımın düzgün bir Türkçe ile yapıldığını görmek de ayrıca güzel.
Bu eserde güzel olan bir taraf da var ki yaşanılanların ve kişilerin psikolojik tahlilleri yapılırken pek çok eserden, müzikten, sinemadan örnekler veriliyor okuyucuya. Bu da müthiş bir okuma, izleme, dinleme listesi oluşturuyor okuyucu için. Verilen örnekler öyle noktalardan verilmiş ki eğer okumadıysanız, izlemediyseniz ya da o ayrıntıyı gözden kaçırdıysanız bir daha okumalıyım, izlemeliyim duygusu uyandırıyor sizde.
İsmail Cem Doğru bu romanı ile pek çok kişinin gönlüne taht kuracak gibi görünüyor. Aleni Kitap’tan çıkan eseri mutlaka okumanızı öneririm.