Dini, devlet, siyaset ve hukuk olarak gören despotik, otoriter ve totaliter bir zihin için laikliği ve sekülarizmi anlamak, içselleştirmek ve kabul etmek mümkün değildir. Laiklik ve sekülarizm, yüzyıllar boyunca kilise, din, şeriat, bilim, felsefe ve devlet ilişkilerinin gelişimi ve evrimi sonucunda insanlığın vardığı ve kazandığı büyük bir anlayış, duruş ve zihniyettir. Modern hayatın sosyal, siyasal, kültürel, eğitimsel ve entelektüel DNA’sını laiklik ve sekülarizm oluşturmaktadır. Laiklik olmadan modern ve medeni olmak mümkün değildir. Demokrasi, insan hakları, bireysel haklar, bilim ve barış, bütün varlığını laikliğe ve sekülarizme borçludur.
Laiklik ve sekülarizm, devlet, birey ve toplum arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinde hiçbir şekilde dinin, kilisenin ve şeriatin yer almamasını gerektirmektedir. Dinin asli yeri, bireyin bilinci ve vicdanıdır. Bireyin bilincinde ve vicdanında hiçbir şekilde yer etmemiş dinlerin, doğmaların ve kurumların, kendilerini din, devlet, siyaset ve ibadet olarak tanımlamaları, otoriter ve totaliter bir despotizmdir. Kendisinin din, devlet, siyaset ve ibadet olduğunu iddia eden otoriter ve totaliter ideolojiler, laikliğe, sekülarizme, bilime, felsefeye, hukuka ve barışa tamamen karşıdırlar.
Laiklik, kamusal alanda diğer insanların ibadetlerini ve ritüellerini yerine getirmelerine imkân sağlamaktadır. Laiklik, Tanrı adına siyaset ve devlet alanının işgal edilmesine, kontrol edilmesine ve yönetilmesine izin vermemektedir. Din ve şeriat devleti ve rejimi kurmak isteyen bütün radikal İslamist hareketler ve ideolojiler, laikliğe, demokrasiye ve insan haklarına aykırıdırlar. Laik demokratik bir rejimde laikliği, demokrasiyi ve özgürlüğü ortadan kaldırmak isteyen teokratik ve şeriatçı ideolojiye hiçbir şekilde izin verilemez. Şeriatın olduğu yerde laiklik ve demokrasi olmadığı gibi, laiklik ve demokrasinin olduğu yerde de şeriat ve teokrasinin varolması mümkün değildir.
İfade özgürlüğünü, din ve vicdan özgürlüğünü, kadın-erkek eşitliğini, kadın haklarını, demokrasiyi, bireysel özgürlükleri ve eşit vatandaşlığı reddeden otoriter ve totaliter teokratik ideolojiler ve zihniyetler, laiklikten, sekülarizmden nefret etmekte, laikliğin ve demokrasinin ortadan kaldırılması için eğitim dahil bütün araçları kullanmaktadırlar. Devleti ve siyaseti dinin yönetmesi gerektiğine inanan kitleler, modern, seküler ve demokratik ülkelere uyum sağlayamamakta, laiklik ve demokrasiyle çatışmaktadırlar. Laiklik ve demokrasiyi benimsemeden ve içselleştirmeden modern ve medeni bir eğitim, sanat, siyaset, üniversite, medya ve sosyal hayat mümkün değildir.
Laiklik ve kadın-erkek eşitliği birbirinden koparılmaz. Kadını erkeğin malı olarak gören, erkeğe kadını cinsel olarak istediği gibi kullanma imtiyazı veren ve kadının erkeğe mutlak olarak teslim olmasını emreden bir ideolojinin, kimliğin ve kültürün laik demokratik bir toplumda varolması mümkün değildir. Din adına otoriter ve totaliter nitelikteki teokratik despotizmin modern hayatı, demokrasiyi, din ve vicdan özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmasına laiklik ve seküllarizm izin vermemektedir.
Din, bireysel ve özel bir tercih konusudur. Birey, kendisi için uygun gördüğü dini tercih edebilir ve yaşayabilir. Herkes için geçerli olduğu iddiasıyla devlet gücünü kullanarak bütün topluma dayatılacak bir din yoktur. Laikliğe göre kanun ve hukuk önünde bütün dinler ve inançlar eşittir. Kendisini kanun ve hukukun kaynağı olarak görme, kanun ve hukukun sahibi olma şeklinde bir ayrıcalığa hiçbir din ve inanç sahip değildir. Hiçbir din ve inanç, kendi hukuk ve kanun anlayışını devletin resmi hukuku olarak dayatamaz. Laiklik, devletin bütün inançlar ve dinlere eşit ve tarafsız yaklaşmasını gerektirmektedir. Devlet dini veya din devleti kavramları, laikliğe ve demokrasiye tamamen aykırıdırlar. Din devleti kurma iddiası taşıyan bir dinin, demokrasiyle ve laiklikle bağdaşması mümkün değildir. Devlet dini olmak isteyen bir dinin de laik ve demokratik toplumun bir parçası olması mümkün değildir. Dinin devlet kurmak ve yönetmek gibi bir görevi olmadığı gibi, devletin de bir dini uygulamak gibi görevi yoktur.
Toplumsal ve kamusal hayat, seküler bir şekilde yaşanmalıdır. Dİni kurallara aykırı veya karşıdır gerekçesiyle medya, basın-yayın, akademik ve entelektüel hayata müdahale edilemez. Kadın, kamusal hayatta eşit ve özgür bir birey olarak yer almalıdır. Kadın, kamusal hayatta, istediği gibi giyinme, istediği eğitimi alma ve istediği işi yapma hakkına sahiptir. Dini gerekçelerle kamusal hayatta kadının nasıl yaşayacağına, nasıl eğitim alacağına ve ne işi yapacağına karşılamaz. Eğitim, dini bir faaliyet değil, seküler bir faaliyettir. Modern eğitim, sekülerdir. Dini bir çerçeveyle eğitime müdahale edilmesi ve dizayn edilmesi, eğitimin, bireyin ve toplumun seküler ve laik niteliğini ve boyutunu ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Dini doğmalara aykırı olduğu gerekçesiyle evrin teorisinin öğretilmemesi ve dinlerin yaratılış doğmalarının mutlak doğru diye öğretilmesi, laik eğitimle bağdaşmamaktadır. Dine göre eğitim olmaz.Eğitim ve din birbirinden ayrılmalıdır. Eğitim ve laiklik birbirinden kopartılamaz. Laiklik ve sekülerlik, devletin niteliği olduğu gibi, sosyal ve kamusal hayatın da vazgeçilmez niteliğidir.
Laiklik, kişinin özgürce, akıllıca ve özgünce birey olması düşüncesidir. Bireyin özgürlüğünü ve aklını tanımayan ve inkâr eden kolektivist dinler ve doğmalar, kişinin özgür birey olmasını engellemekte ve laikliğe karşı çıkmaktadırlar. Teokratik despotizmin itaatkâr, düşüncesiz, akılsız ve inançlı kul kurgusu, laikliğin sorgulayan, düşünceli, akıllı, isyankâr ve özgür birey idealiyle tamamen çelişmektedir ve çatışmaktadır. Laiklik, bireye aklını, duygusunu ve özgünlüğünü yaşaması için, aklını kullanması için, özgür ve özgün birey olmak için bütün kapıları ve yolları açan felsefedir. Hayata giden bütün yolları kapatan, yüzyıllar içinde oluşturulmuş doğmaları, kurumları ve kaynakları mutlak doğru ve mükemmel olarak dayatan otoriter ve totaliter orta çağ teokrasisinin demokrasiyle, insan haklarıyla ve laiklikle bağdaşması, laikliği anlaması, modern medeniyetin bir parçası olması mümkün değildir.