İlk anlamı ‘kitabı olmayan’ demek olan kitapsız, semavi dinlerdeki Tanrı buyruklarını içeren kitaplardan yoksun, yani ‘inançsız, dinsiz’ anlamından hareketle, tıpkı Allahsız ‘acımasız, insafsız’ kullanımında olduğu gibi, argoda ‘zalim, insafsız’ anlamını kazanmış bir örtmecedir. Doğrudan söylenmesi pek hoş olmayan bir rahatsızlığı ifade ederken kullanılan makineyi bozmak ve motoru bozmak ifadelerinin, ilk anlamlarından büsbütün farklılaşarak ‘bağırsakları bozulmak, ishal olmak anlamı taşıdığı görülür.*
Kitapsız olduğum dönemler bugünden daha iyiydi. Çok gezen mi? Çok okuyan mı bilir? Sözü bugün geçerliliğini yitirmiş durumda.
Çok oturan, bilgisayar başında ödev yapan, yemek tarifi, dikiş nakış, cilt bakımından tutunda tüm temel ihtiyaçlarınızın cevabı cebinizde ki telefon ve tablette. Nasılsa hazır olan varken niye kütüphaneyi araştırıp ödevlerimi yapayım ki?
Yazılı sözlü sınavlarında test çözmek kolay. Okuduğumu yorumlayıp neden kompozisyonla uğraşayım ki vesaire.
Oysa çok okuyan ve gezen, araştıran niteliklerini geliştirmeye çalışır. Yeteneklerini keşfetmesini sağlayacak çevre oluşmayınca düşünce ve bilgi fakiri olup sadece tüketici bireylerden başka ne beklenir.
Üretim yapmadıkça bağımlılık, lüks düşkünlüğü bunun en iyi örneği.
Uzun yıllardır edebiyatın içinde biri olarak gidişattan hoşnut değilim herkes gibi. Ama birileri bu gidişata kendince dur diyecek edebiyatçılar, düşünürler, gazeteciler var. Üretim araçları elinden alınan toplum köle olmaya mahkûm olmamalı.
1996 yılından bugüne gelene kadar yazı, şiir, eleştiri / deneme, makalelerimi yazılı basın olmak üzere dijital yayın organlarında okurla buluşma imkânım oldu. Geçtiğimiz günde Teşup Kitapevi sahibi Ercan ARSLAN beyin beni imza ve söyleşi için davet etmesinden dolayı buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum.
Ve çok kıymetli iki dostum iki bilim insanı Arkeoloji ve Sanat Tarihçisi Sayın Tekin SÜLLÜ ve asıl mesleği Fizik Mühendisliği olan bunun ötesinde yorumcu besteci olan müzisyen ve edebiyat dünyasında da öykü ve küçürek öyküler yazan Hanımefendi Şehriban EBEM’in katkıları çok güzeldi. Bir hafta boyunca kitaplarım üzerinde inceleme yapan emek harcayan bilim insanları beni çözecek sorular hazırladığın, çapraz sorguya çekeceklerini tahmin etmemek aptallık olurdu. Tekin beyin sorgusundan kaçmamı evini su basmasına borçluyum. Talihsiz bir olay yaşaması etkinliğe gelememesi hepimizi üzdü. Başka bir zaman ve mekânda yine birlikte olacağız.
Hanımefendi Şehriban EBEM ise ilk kez bu etkinlikte ismini yazdırmış olmakla kalmayıp gecesini gündüzüne katıp bir hafta boyunda ince eleyip sık dokuyarak, dedektif gibi her ipucunu değerlendirerek hazırlanmış olması, sorularıyla terletmesi anlamlıydı. Dinleyici kitlesi ise bambaşka şairlerimiz, öykücü, eleştirmen, heykeltıraş, arkeolog, hakim ve gazeteciler, ressam ve üniversite öğrencisi gencecik kardeşlerimiz, emekli, çalışan memur, öğretmen ve işçi dostlarım.
Gerçekten tedirgin olmamak heyecan içinde kalmamak imkânsızdı. İlk şiir serüvenimden, çocukluğuma, iş hayatımdan, yöneticilik, işçi eylemleri, maden ocakları, radyoculuk, tiyatro, sinemaya, Hatay’da yaşanan depremden sonra yapılan mücadele, insanların verdiği katkıya kadar ne varsa, dilimiz döndüğünce farkı bakış yaratmak adına, geçen iki saat boyunca bir birimizi esir aldık.
Gün sona ererken saat 17: 00 gösteriyordu. Hepimizde tatlı bir yorgunluk vardı. Yazdıklarımın hayatın ve yaşadıklarımdan yola çıkarak gerçekleştirdiğim yıllarımı, emeğimi dile getirmemde yardımcı olan, katkı sunan arkadaş ve dostlarıma sonsuz teşekkürler.
Nicelikten çok nitelikli okurla bir araya gelmenin coşkusunu yaşadım. Umarım dostlarıma ve beni yeni tanıyanlara çok farklı bir profille karşılaştıklarına pişman olmamışlardır.
Kitapsızın biri olarak ilk söyleşimde çocuklara ve gençlere Mengen Yüksekokulu Kütüphanesinde küçücük not defterlerine bolca imza dağıtmıştım. Aynı heyecanı imza, söyleşi etkinliklerinde yaşatanlara sonsuz teşekkürler.
∗ Gulmira OSPANOVA Kazakistan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, argynkazakgumi@hotmail.com
AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi Cilt:4 •Sayı:7•Temmuz 2015•Türkiye ANLAM DEĞİŞMELERİNİN ÖRTMECELERDEKİ YERİ