Prof. Dr. Bilal SAMBUR - Akademisyen - Araştırmacı - Yazar
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Bilal SAMBUR - Akademisyen - Araştırmacı - Yazar
 

BİR ZİHNİYET OLARAK GERİCİLİK

İnsan, hayatını özgürce yaşamak yerine, çoğu zaman hayatını   yüzyıllar önce oluşturulmuş doğmalara, kalıplara, kimliklere, kanunlara, tarikatlara, mezheplere, kültlere, barbarlıklara, kültürlere hapseder. Gericilik, geçmişe tapmaktır. Hayat, geriye doğru değil, geleceğe doğru gider. Hayatı, geçmişe mahkûm eden her şey, gericiliktir. Geçmişte inşa edilen kalıplara, kurallara ve kaynaklara körü körüne tapmak ve onları taklit etmek, gericiliktir. Gericilik zihniyetine teslim olmuş insan, kendisiyle, doğayla ve insanlıkla sahici, samimi, özgür ve özgün ilişkiler kuramaz. Gericilik, insanın bütün hayatını insanın dışında ve üstünde kurgulanan kurallara ve düzenlemelere mahkûm eder. Gericilik, insan hayatından özgürlüğü atar. Özgürlüğü yok eden gericilik, aşkın hukuk muamelesi yaptığı verimsiz, gereksiz ve baskıcı kurallara ve düzenlemelere insanı   köle eder. Gericilik, bireyi ve toplumları sürekli olarak eskinin hikayelerine, kişiliklerine, kalıplarına ve kaynaklarına mahkûm etmektedir. Gericilik, yüzyıllar öncesinde yaşanılan kişilikleri taklit ederek insanın kendi kişiliğini yaşama imkanını ve özgürlüğünü ortadan kaldırmaktadır. Başkalarının başka kişiliklerine köle olma, teslim olma ve taklit etme, gericilik zihniyetinin temel doğmasıdır. Gericilik, insana, hayata, doğaya ve akla düşman olmaktır. Gericilik, bireyi, hep ideal, mükemmel ve hatasız görülen kişiliklerin ve kaynakların   tiranlığı altına sokar. Kendi kişiliğini oluşturması için bireyin, hayatını   kendi duygularına, düşlerine, aklına, bilgisine ve birikimine göre özgürce yaşamasına gerici zihniyet izin vermez. Gericilik, bireyin tercih özgürlüğünü ve aklını kullanma hakkını tamamen etkisizleştirmektedir. Gerici zihniyet, bireysellikten, tercihten ve akıldan nefret etmektedir, çünkü gericiliğin hüküm sürdüğü yerde bireysellik, tercih ve akıl adına hiçbir şey   yoktur. Gericilik, bireye hep öncekilerin köhnemiş masallarını, kurgularını, kalıblarını ve klişelerini dayatmaktadır. Eski yaşam tarzlarına, kimliklerine ve kaynaklarına dönmeyi öze dönüş olarak dayatan gericilik, bireyin elinden hayatını şu an yaşama imkanından mahrum etmekte, insanı çaresiz, umutsuz ve etkisiz bir varlık haline getirmektedir. Çarenin, umudun ve çözümün  bireyin bizzat kendisinde olduğu gerçeğini karartan gericilik,  bireye çözümün ve çıkışın  insanın ötesinde, üstünde ve dışında  var olduğu vehmedilen sahte kurgularda  olduğu yalanını mutlak hakikat olarak  empoze etmektedir. İlerici insani hayat, bireyin hayatı, kendisinde yeni benlik olarak yaşamasıdır. İnsanüstü, dışı ve ötesi kurguları tanımak, insanı tanımak değildir. Birey, kendisini, insanlığı ve doğayı tanımalıdır. Doğayı tanıyan, kendisini tanır. Doğa, bireyin kafasında ve kalbinde birlikte vardır. Birey, kendisini ve doğayı tanıdıkça değişmekte ve gelişmektedir. Birey, kendisini ve doğayı bilimle, felsefeyle, sanatla tanıdıkça karanlıklar aydınlanmakta, hurafeler buharlaşmakta, yalanlar ortadan kalkmaktadır. Gerici zihniyetin aksine ilerici insani yaşam yaklaşımı, bireyin kendini şekillendirmesini ve bilmesini esas almaktadır. İnsanın dışında ve üstünde bireyi bilen ve şekillendiren hiçbir şey yoktur. Bireyi özgürleştirecek ve diriltecek tek şey, bireyin sürekli olarak yeni bir benlik olarak yaşama mücadelesi içinde olmasıdır. Birey,  kendi tecrübe ettiği ve  gördüğü yeni benliği sürekli olarak görmeli ve  idrak etmelidir. Olgun ve gelişmiş insan, akılla, bilgiyle, duyguyla ve duyarlılıkla sürekli olarak eskiyen, eskiten, işlemeyen ve işlevsizleşen yaşam tarzlarını, kurallarını, kanunlarını, inançlarını, doğmalarını değiştirendir. Kendisine değişmeyen kutsal kanunlar ve kurallar koyan ve onların içine hayatını hapseden kişi, gerici zihniyete ruhunu ve aklını teslim etmiştir. Tam, eksiksiz ve mükemmel olduğu sanılan geçmişin sözleri, kaynakları ve kişilikleri ışığında tüm hayatı belirleme iddiası, aslında tüm hayatı yok etmek isteyen gerici zihniyetin ifadesidir. Gericilik zihniyetinde  yaşamanın değerleri liyakat, hürriyet, ehliyet ve eşitlik değildir. Gericiliğin değerleri  keyfilik, kayırmacılık,  torpil, kabilecilik, nepotizm, kölelik ve ayırımcılıktır.  Yalandan ve yanılsamadan başka bir şey olmayan sahte doğruluk, değişmezlik, yanılmazlık ve aşkınlık üzerine hayatını inşa eden, aslında hayatını çok değersiz ve geçersiz bir temel üzerine inşa etmiştir. Özgürlüğe doğru sürekli hareket içinde olmak yerine sahte ve çürük inançlara, kurallara, kanunlara, yollara, güçlere ve kaynaklara hapsolarak kerameti kendinden menkul bir doğruluk yanılsamasıyla yaşamak, aslında köleliğe batmaktır. Gericilik, esarettir, cehalettir, sefalettir. Gelişmek ise özgürlüktür, aydınlanmaktır, akıllanmaktır, refah içinde olmaktır. Gericilik, özgürlüğü yaşamak yerine köleliğe batmaktır. Özgürce yaşamak için çaba ve emek sarf etmeden gericilik zihniyeti tehdidinin üzerinden gelmek mümkün değildir.
Ekleme Tarihi: 12 Kasım 2024 - Salı

BİR ZİHNİYET OLARAK GERİCİLİK

İnsan, hayatını özgürce yaşamak yerine, çoğu zaman hayatını   yüzyıllar önce oluşturulmuş doğmalara, kalıplara, kimliklere, kanunlara, tarikatlara, mezheplere, kültlere, barbarlıklara, kültürlere hapseder. Gericilik, geçmişe tapmaktır. Hayat, geriye doğru değil, geleceğe doğru gider. Hayatı, geçmişe mahkûm eden her şey, gericiliktir. Geçmişte inşa edilen kalıplara, kurallara ve kaynaklara körü körüne tapmak ve onları taklit etmek, gericiliktir. Gericilik zihniyetine teslim olmuş insan, kendisiyle, doğayla ve insanlıkla sahici, samimi, özgür ve özgün ilişkiler kuramaz. Gericilik, insanın bütün hayatını insanın dışında ve üstünde kurgulanan kurallara ve düzenlemelere mahkûm eder. Gericilik, insan hayatından özgürlüğü atar. Özgürlüğü yok eden gericilik, aşkın hukuk muamelesi yaptığı verimsiz, gereksiz ve baskıcı kurallara ve düzenlemelere insanı   köle eder.

Gericilik, bireyi ve toplumları sürekli olarak eskinin hikayelerine, kişiliklerine, kalıplarına ve kaynaklarına mahkûm etmektedir. Gericilik, yüzyıllar öncesinde yaşanılan kişilikleri taklit ederek insanın kendi kişiliğini yaşama imkanını ve özgürlüğünü ortadan kaldırmaktadır. Başkalarının başka kişiliklerine köle olma, teslim olma ve taklit etme, gericilik zihniyetinin temel doğmasıdır. Gericilik, insana, hayata, doğaya ve akla düşman olmaktır. Gericilik, bireyi, hep ideal, mükemmel ve hatasız görülen kişiliklerin ve kaynakların   tiranlığı altına sokar. Kendi kişiliğini oluşturması için bireyin, hayatını   kendi duygularına, düşlerine, aklına, bilgisine ve birikimine göre özgürce yaşamasına gerici zihniyet izin vermez. Gericilik, bireyin tercih özgürlüğünü ve aklını kullanma hakkını tamamen etkisizleştirmektedir. Gerici zihniyet, bireysellikten, tercihten ve akıldan nefret etmektedir, çünkü gericiliğin hüküm sürdüğü yerde bireysellik, tercih ve akıl adına hiçbir şey   yoktur.

Gericilik, bireye hep öncekilerin köhnemiş masallarını, kurgularını, kalıblarını ve klişelerini dayatmaktadır. Eski yaşam tarzlarına, kimliklerine ve kaynaklarına dönmeyi öze dönüş olarak dayatan gericilik, bireyin elinden hayatını şu an yaşama imkanından mahrum etmekte, insanı çaresiz, umutsuz ve etkisiz bir varlık haline getirmektedir. Çarenin, umudun ve çözümün  bireyin bizzat kendisinde olduğu gerçeğini karartan gericilik,  bireye çözümün ve çıkışın  insanın ötesinde, üstünde ve dışında  var olduğu vehmedilen sahte kurgularda  olduğu yalanını mutlak hakikat olarak  empoze etmektedir.

İlerici insani hayat, bireyin hayatı, kendisinde yeni benlik olarak yaşamasıdır. İnsanüstü, dışı ve ötesi kurguları tanımak, insanı tanımak değildir. Birey, kendisini, insanlığı ve doğayı tanımalıdır. Doğayı tanıyan, kendisini tanır. Doğa, bireyin kafasında ve kalbinde birlikte vardır. Birey, kendisini ve doğayı tanıdıkça değişmekte ve gelişmektedir. Birey, kendisini ve doğayı bilimle, felsefeyle, sanatla tanıdıkça karanlıklar aydınlanmakta, hurafeler buharlaşmakta, yalanlar ortadan kalkmaktadır.

Gerici zihniyetin aksine ilerici insani yaşam yaklaşımı, bireyin kendini şekillendirmesini ve bilmesini esas almaktadır. İnsanın dışında ve üstünde bireyi bilen ve şekillendiren hiçbir şey yoktur. Bireyi özgürleştirecek ve diriltecek tek şey, bireyin sürekli olarak yeni bir benlik olarak yaşama mücadelesi içinde olmasıdır. Birey,  kendi tecrübe ettiği ve  gördüğü yeni benliği sürekli olarak görmeli ve  idrak etmelidir.

Olgun ve gelişmiş insan, akılla, bilgiyle, duyguyla ve duyarlılıkla sürekli olarak eskiyen, eskiten, işlemeyen ve işlevsizleşen yaşam tarzlarını, kurallarını, kanunlarını, inançlarını, doğmalarını değiştirendir. Kendisine değişmeyen kutsal kanunlar ve kurallar koyan ve onların içine hayatını hapseden kişi, gerici zihniyete ruhunu ve aklını teslim etmiştir. Tam, eksiksiz ve mükemmel olduğu sanılan geçmişin sözleri, kaynakları ve kişilikleri ışığında tüm hayatı belirleme iddiası, aslında tüm hayatı yok etmek isteyen gerici zihniyetin ifadesidir. Gericilik zihniyetinde  yaşamanın değerleri liyakat, hürriyet, ehliyet ve eşitlik değildir. Gericiliğin değerleri  keyfilik, kayırmacılık,  torpil, kabilecilik, nepotizm, kölelik ve ayırımcılıktır.

 Yalandan ve yanılsamadan başka bir şey olmayan sahte doğruluk, değişmezlik, yanılmazlık ve aşkınlık üzerine hayatını inşa eden, aslında hayatını çok değersiz ve geçersiz bir temel üzerine inşa etmiştir. Özgürlüğe doğru sürekli hareket içinde olmak yerine sahte ve çürük inançlara, kurallara, kanunlara, yollara, güçlere ve kaynaklara hapsolarak kerameti kendinden menkul bir doğruluk yanılsamasıyla yaşamak, aslında köleliğe batmaktır. Gericilik, esarettir, cehalettir, sefalettir. Gelişmek ise özgürlüktür, aydınlanmaktır, akıllanmaktır, refah içinde olmaktır. Gericilik, özgürlüğü yaşamak yerine köleliğe batmaktır. Özgürce yaşamak için çaba ve emek sarf etmeden gericilik zihniyeti tehdidinin üzerinden gelmek mümkün değildir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ulus okuru
(15.11.2024 22:43 - #2099)
Elinize gönlünüze sağlık değerli Hocam. Verilmeyen eğitim, verilmeyen öğretimle toplumun gelişmesini istemeyenlerle mücadele etmek zor Hocam.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.