İnsanlık, yeni yılı, doğanın uyanışını ve mevsimlerdeki önemli zamanları yılbaşı, nevruz, mihrican ve nardugan gibi bayramlarla ve ritüellerle kutlamaktadır. Yılbaşı, yeni bir yıla başlamanın yarattığı duyguyu, coşkuyu ve sevinci ifade etmek için kutlamaların yapıldığı bir andır. Coşkumuzu ve sevincimizi çam ağacının güzelliği ve ihtişamıyla ifade eder, ailemizle ve dostlarımızla paylaştığımız özel yılbaşı yemekleriyle bütünleştirir, danslarla, müziklerle ve eğlencelerle ruhumuzun derin arzularını dile getiririz. Yeni yıl, coşkuyla, tutkuyla ve umutla hayata yeniden başlamaktır.
Yılbaşı gecesinde, büyük insanlıkla birlikte yeni yıla girmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Din, dil, ırk, kabile, kültür ve coğrafya ayırımı olmadan büyük insanlıkla beraber coşkuyla insanlığın ortak evi olan yeryüzünde yeni bir yıla giriyoruz. Büyük insanlığın yeniden başlangıç yapmak için fırsat ve imkân olarak gördüğü yeni yıl, bütün insanlığın ortak mutluluk ve umut anıdır. Büyük insanlık, yılbaşında ve yeni yılda biraraya gelmek, karşılıklı olarak ilişkilenmek, ilgilenmek ve yakınlaşmak için büyük bir fırsat yakalamaktadır.Büyük insanlığın birbirine yakınlaşması için yılbaşı ve yeni yıl, büyük bir coşku anıdır ve imkanıdır.Yılbaşı, yeniden hayatla bütünleşmeyi temsil eden bir diriliş anıdır.Büyük insanlığın coşkusu, sevinci ve tutkusu, dar kavramlara, kalıblara ve kimliklere hapsedilemez.Büyük insanlık, yaşama coşkusunu, tutkusunu ve sevincini yeni yıl ve yılbaşı etrafında kurguladığı sayısız mitolojiyle ve ritüelle ifade etmiştir. İnsanlığın derin ruhunu yansıtan derin mitolojiyi keşfetmeden yeni yıl ruhunu yaşamak mümkün değildir. Yeni yıl ve yılbaşını mitolojiyle anlamak lazımdır. Mitoloji, psikolojidir, mücadeledir, isyandır, dirilmedir.
İnsanlığı bölük parça edenler ve insanlıktan nefret edenler, büyük insanlığın yakınlaşmasını ve ilişki kurmasını istemezler. Büyük insanlığa düşman olan barbarlığın bütün biçimleri, insanın insanla paylaşacağı ve ortaklaşacağı değerleri, pratikleri ve ritüelleri ortadan kaldırmak için insanlığa dair her şeyi nefret ve düşmanlık objesi haline getirirler. Farklı kültürlere ve kimliklere ait hiçbir ritüelden, pratikten ve değerden zorunlu olarak nefret etmemizi ve onları dışlamamızı gerektirecek hiçbir yüce sebeb ve gerekçe bulunmamaktadır. İnsanlığı parçalayan barbar ölüm kültleri, insanlığın coşkuyla, sevinçle ve umutla yeni yıla başlamasını boğmaya çalıştıkları gibi, doğanın hayatımıza kattığı diriliği ve canlılığı da karartmaya ve kapatmaya çalışırlar. Yeni yıl, insanı insana kapatan, umudu karartan ve bütün yapay kimlikleri katılaştıran sahte kurgularımızdan, doğmalarımızdan, hurafelerimizden ve yanılsamalarımızdan özgürleşmek için büyük bir fırsattır.
Barbarlık, insanlığı istediği dar bir kalıba ve kimliğe mahkûm etmek, insanların kendilerine özgü çoğulcu ve özgür yaşam tarzları geliştirmelerini engellemek, insanların sahte bir kimlik ve kalıb içinde kendilerini yapay bir güven ve üstünlük duygusu içinde hissetmeleri için bireylerin farklı insani kültürleri ve pratikleri yaşamalarını yasaklamaktadır. İnsanlık, hiçbir kimliğin ve kalıbın mahkûmu değildir. Bir kimliğin kendisini diğer inançlara, kimliklere ve kültürlere kapatması, insanları özgüvenli hale getirmediği gibi, daha üstün ve haklı hale de getirmemektedir. Büyük insanlıktan kopuş, kişilik değildir. Büyük insanlıktan kopan ve büyük insanlığa karşı olan bedevi barbarlık, kişiliksizleşmedir, köleleşmedir ve koflaşmadır. Bedevi barbarlık, büyük insanlığa sürekli olarak darbeler vuran ahlaksız, akılsız ve adaletsiz bir zihniyettir.
Büyük insanlık, yeni yılda insani çeşitliliğin farklı renklerini tecrübe etmektedir. Farklı dinlerin, kültürlerin ve toplumların, yılbaşı ve yeni yıl kutlama geleneklerini ve anlayışlarını paylaşabiliriz. Karlarla, hediyelerle, kızaklarla, uyuyan çocuklarla, bacalarla, ren geyikleriyle bezenmiş yılbaşı temalı elbiseler giymek, doğuşun, dirilişin ve ölümsüzlüğün sembolü olan çam ağacını süslemek, lezzetli yemekler yapmak, evlerimizi kırmızı, beyaz ve yeşil renklerle süslemek, hayata davet eden müzikler eşliğinde danslar yapmak, sokakları, binaları ve yaşam alanlarını ışıklandırmak, yeni yıl ruhu dediğimiz büyük insanlığın sevincini ve coşkusunu ifade etmektedir.Yeni yıl, hayatın her tarafını ışıkla ve alevle doldurma tutkusunu temsil etmektedir.
Yılbaşı ve yeni yıl önemlidir, çünkü bu zaman özel bir anlama ve değere sahiptir. Büyük insanlığın ortak insanlık temelinde ortaklaşmak ve yakınlaşmak için biraraya geldiği yeni yıl başlangıcı olan yılbaşının ruhunun anlaşılması önemlidir. Yeni yıl ruhu, insanın insanla ve doğayla yakınlaşmasıdır, tanışmasıdır ve yeniden hayata başlamasıdır.
Hayatı, doğayı ve insanı kutlamayan bütün barbarlıklar, yeni yıl ruhunu ortadan kaldırmaya çalışırlar. Sahte kurgular, kalıblar, kabuller ve hurafeler adına insanın yeni yıldaki coşkusunu ve umudunu ortadan kaldıran medeniyet karşıtı ve düşmanı yapaylıklar, yobazlıklar ve fanatizmler, insanı insandan ayırmak ve karşıt hale getirmek için her türlü yalanı söylerler. Barbarlıktan başka bir şey olmayan bütün yobazlıklar, yapaylıklar, yalanlar, fanatizmler, hayatı, doğayı ve insanı çölleştirmekte, kuraklaştırmakta ve kısırlaştırmaktadırlar. Yeni yıl ruhu ise, doğanın, hayatın ve insanlığın yeşillenmesidir, renklenmesidir, çeşitlenmesidir, umutlanmasıdır ve canlanmasıdır. Büyük insanlık için yeni yıl, yeniden doğuştur, yeniden diriliştir, yeniden ışıklanmak ve aydınlanmak arzusudur.
İnsan, insana saygı duymalıdır. Din, dil, ırk, kültür, cinsiyet, sınıf, coğrafya farkı olmadan insan, insana saygı duymalıdır. Büyük insanlığın bütün ritüelleri, gelenekleri ve sembolleri, bütün insanlık için zengin ilham kaynakları olarak değerlidir. Yeni yıl ruhu, büyük insanlığın bütün zenginliklerinden ve kaynaklarından diriltici, coşkulu ve umutlu anlamlar ve ilhamlar çıkartmamız için büyük bir imkân sunmaktadır.