Ali YILMAZ - Yazar - Program Yapımcı
Köşe Yazarı
Ali YILMAZ - Yazar - Program Yapımcı
 

ÇOK YOĞUNUZ

Öyle bir koşturmaca içindeyiz ki zaman bize yetişmekte zorlanıyor. Her an bir yerlere yetişme telaşındayız. Durup bir an için sessizliğe kulak versek her şey daha güzel olacak. Gece ya da gündüz, çok gürültülü bir ortamdasınız, bir anda oluşan sessizlik kısa süreliğine de olsa size huzur verecektir. İşte, yaşamında böyle bir dinginliğe ihtiyacı var. Çok yoğun çalışan birine ”kendini çok yoruyorsun, istersen biraz soluklan dinlen “dediğinizde” ölünce kalıbı dinlendiririm”. Dediğini sizlerde duymuşsunuzdur Oysa ne gerek var, hayatın içinde iyi kötü yaşayıp gidiyoruz. Kimseye (varsa tabi öbür dünyada) çok çalıştın, yoruldun diye madalya verip dünyaya geri git yeniden yaşa demiyorlar. Ne varsa yaşadığın anda var. Hayatın tekrarı yok. Yaşadığımız her anın kıymetini bilip yaşamak en güzeli. Kin, nefret hayatımızın anlamına bir katkıda bulunmazken, yaşam kalitesini de sekteye uğratıyor. Dünyamız kaynıyor, terör, savaşlar insanlığın en büyük sınavı. Bu sınavı vicdanlı insanlar durduracak, anneler, çocuklar liderlerin hırsları yüzünden ölmemeli. Güzelim doğamızdaki canlılar, top sesleri, füzelerle yakılıp yıkılmamalı, yerle bir edilmemeli. Savaşların, terörün açtığı acılar yıllar geçse de unutulmuyor, yüreğimizde derin yaralar açıyor. Evimizde sıcacık ortamda film izler gibi savaşları izlemek canımızı çok acıtıyor. Doktor “Kinyas Kartal” yaşamın içindeki koşuşturmaya ve insanlığımıza değer katmak için bakın bize nasıl bir seslenişte bulunuyor. Dost dinleyen. Yara bandıyla, Koşu bandı arasında gidip geliyoruz... Yaralarımız kabuğa, Ayaklarımız toprağa hasret...   Hızla yaşlanırken, Hayat, kapağı açık kalmış kolonya şişesi gibiyken, Odanın bir ucuna oturmuşuz, Gençliğimizin buharlaşan esansını kokluyoruz...   Yeni dünya dedikleri bu olsa gerek: Organik ekmek, Organik yumurta, Organik yoğurt... Köyümüze gitmek yerine, Milyonluk şehirlere köyü getirmeye çalışıyoruz...   Yakında marketlerde yerini alır mı bilmem; ‘Dert dinleyen dost’ ‘Kin gütmeyen arkadaş’ ‘Satmayan organik yoldaş’ ‘Gezen insan çocuğu’ ‘Hayırlı evlat mayası’ Belli mi olur, on sene sonra, Belki organik insan alıyor oluruz...   Demem o ki; Hep çok yoğun Hep çok yorgunuz... Köy uzakta, Şehir kalabalıkta, Dostlarımızın nesli azalmakta...”
Ekleme Tarihi: 01 Ekim 2024 - Salı

ÇOK YOĞUNUZ

Öyle bir koşturmaca içindeyiz ki zaman bize yetişmekte zorlanıyor. Her an bir yerlere yetişme telaşındayız.

Durup bir an için sessizliğe kulak versek her şey daha güzel olacak. Gece ya da gündüz, çok gürültülü bir ortamdasınız, bir anda oluşan sessizlik kısa süreliğine de olsa size huzur verecektir.

İşte, yaşamında böyle bir dinginliğe ihtiyacı var. Çok yoğun çalışan birine ”kendini çok yoruyorsun, istersen biraz soluklan dinlen “dediğinizde” ölünce kalıbı dinlendiririm”. Dediğini sizlerde duymuşsunuzdur

Oysa ne gerek var, hayatın içinde iyi kötü yaşayıp gidiyoruz. Kimseye (varsa tabi öbür dünyada) çok çalıştın, yoruldun diye madalya verip dünyaya geri git yeniden yaşa demiyorlar.

Ne varsa yaşadığın anda var. Hayatın tekrarı yok. Yaşadığımız her anın kıymetini bilip yaşamak en güzeli.

Kin, nefret hayatımızın anlamına bir katkıda bulunmazken, yaşam kalitesini de sekteye uğratıyor.

Dünyamız kaynıyor, terör, savaşlar insanlığın en büyük sınavı.

Bu sınavı vicdanlı insanlar durduracak, anneler, çocuklar liderlerin hırsları yüzünden ölmemeli. Güzelim doğamızdaki canlılar, top sesleri, füzelerle yakılıp yıkılmamalı, yerle bir edilmemeli.

Savaşların, terörün açtığı acılar yıllar geçse de unutulmuyor, yüreğimizde derin yaralar açıyor.

Evimizde sıcacık ortamda film izler gibi savaşları izlemek canımızı çok acıtıyor.

Doktor “Kinyas Kartal” yaşamın içindeki koşuşturmaya ve insanlığımıza değer katmak için bakın bize nasıl bir seslenişte bulunuyor.

Dost dinleyen.

Yara bandıyla,

Koşu bandı arasında gidip geliyoruz...

Yaralarımız kabuğa,

Ayaklarımız toprağa hasret...

 

Hızla yaşlanırken,

Hayat, kapağı açık kalmış kolonya şişesi gibiyken,

Odanın bir ucuna oturmuşuz,

Gençliğimizin buharlaşan esansını kokluyoruz...

 

Yeni dünya dedikleri bu olsa gerek:

Organik ekmek,

Organik yumurta,

Organik yoğurt...

Köyümüze gitmek yerine,

Milyonluk şehirlere köyü getirmeye çalışıyoruz...

 

Yakında marketlerde yerini alır mı bilmem;

‘Dert dinleyen dost’

‘Kin gütmeyen arkadaş’

‘Satmayan organik yoldaş’

‘Gezen insan çocuğu’

‘Hayırlı evlat mayası’

Belli mi olur, on sene sonra,

Belki organik insan alıyor oluruz...

 

Demem o ki;

Hep çok yoğun

Hep çok yorgunuz...

Köy uzakta,

Şehir kalabalıkta,

Dostlarımızın nesli azalmakta...”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.