İslam ideolojisinde demokrasi, özgürlük ve çoğulculuk yoktur. İslam düşüncesi, demokrasiyi, laikliği ve özgürlüğü küfür saymayı gerekli saymaktadır. Şimdiye kadar modern manada demokrasi tecrübesi ve modeli ortaya koymuş hiçbir Müslüman toplum bulunmamaktadır. İslam’ın demokrasiyle, özgürlükle ve laiklikle bağdaşmadığı bir kültürde selefist-cihadist ideolojinin katılımcı, çoğulcu ve ılımlı bir yönetim modeli ortaya koyabileceğini sanmak, ölümcül bir yanılgı ve yanılsamadır.
İslamist ve cihadist ideolojinin ılımlılaştırılması ve ılımlı olması mümkün değildir. İslamism ve cihadizm, doğaları gereği otoriter ve totaliter ideolojilerdir. İslamizm ve cihadizm, demokratik ve özgürlükçü imkanları kullanarak dahada radikalleşebilmekte, otoriterleşmekte ve totaliterleşmektedir. İslamizm ve cihadizm açısından demokrasi, özgürlük ve çoğulculuk hakimiyet alanını genişletmek ve gücünü arttırmak için kullanılabilecek kullanışlı söylemler ve imkanlar olarak değerlendirilmektedir. Demokrasi içinde İslamizmin ılımlılaşması mümkün değildir. Demokrasi içinde İslam, daha da radikalleşmekte, otoriterleşmekte ve totaliterleşmektedir. İslam ve demokrasi, hiçbir zaman bir arada olmamıştır.
İslam, şeriattır. Tamamen Tanrı tarafından yapıldığı kabul edilen şeriata, hiçbir gücün ve otoritenin karşı olması mümkün değildir. İslamizme ve şeriate göre devletin ve siyasetin görevi, şeriatı harfiyyen uygulamaktır. Hiçbir İslamist örgütün, cemaatin ve devletin şeriatten farklı davranması veya ondan vazgeçmesi imkansızdır. Şeriatın ılımlılaştırılması da mümkün değildir. Yüzyıllar boyunca oluşturulan fetvalar ve pratiklerin kutsallaştırılması, şeriatı katılaştırmış, keskinleştirmiş ve kemikleştirmiştir. İslamizmin ve cihadizmin amacı, demokrasi ve özgürlük getirmek değildir. İslamizmin amacı, İslam devletinde şeriatı bütün kurallarıyla tavizsiz bir şekilde uygulamaktır.
İslamist ve şeriatçı ideolojinin amacı, şeriata dayalı bir İslam devleti veya İslam emirliği kurmaktır. Şeriata dayalı İslam devletinde, demokratik katılım, çoğulcu toplumsal hayat, insan haklarının korunması, devlet gücünün hukukla sınırlanması, demokratik muhalefet, barış içinde birarada yaşama amaçlarının gerçekleştirilmesi amaçlanmamaktadır. Şeriat devletinde asli amaç, birey ve topluma din adına tahakküm edecek teokratik despotizmin kurulmasıdır. Şeriatla ve İslamizmle bağdaşan şey, demokrasi değil despotizmdir.
Cihadist, İslamist ve selefist ideoloji, açık bir şekilde demokrasiyi ve laikliği küfür olarak kabul etmekte, bunları batıl Batılıların küfür sistemleri olarak sunmaktadır. İslamistler ve cihadistler, Batıya, demokrasiye ve laikliğe karşı savaşmanın Müslüman olarak görevleri olduğunu, cihadın bütün Müslümanların görevi olduğunu söylemektedirler. İslam adına cihad ve şiddet yaptıklarını söyleyen cihadist ve selefist örgütler ve ideolojilerin zihniyetinde ve terminolojilerinde demokrasi ve laiklik bulunmamaktadır. Cihadist, İslamist ve selefist ideolojiye demokrasi ve çoğulculuk gibi kavramlarla yaklaşmak, bu yaklaşımı karşı olduğu ve reddettiği değerlerle tanımlama anlamına gelmektedir. Cihadizmden, selefizmden ve İslamizmden liberalizm çıkmaz.
İslamizmin, cihadizmin ve selefizmin asli amacı, Müslümanların siyasal ve askeri güçlerini arttırmak, Müslüman olmayanların üzerine egemenlik kurarak İslam’ın küresel hakimiyetini sağlamaktır. Cihadizm ve selefizm, güç peşinde koşan hegemonik bir ideolojidir. İslam’da inanç ve iktidar birbirinden ayrılamaz. İslam iman, iktidar ve cihadtır. İnanç, iktidarı zorunlu kılmaktadır. İslamın gücünün ve hakimiyetinin dünyanın her yerinde kurulması için bütün müslümanların görevi, cihad yapmaktır, askeri ve siyasi mücadele yapmaktır. İslam ve şeriat, dünyayı Dar’ül İslam (İslam bölgesi) ve dar’ül harb (savaş bölgesi) olarak ikiye ayırmıştır. İslamizm ve şeriat, dar’ül harb’in dar’ül İslam olması için cihad yapmayı zorunlu kılmaktadır. Askeri, siyasal ve ekonomik yollarla yapılacak cihad sonucunda İslam devletinin kurulması ve şeriat hukukunun bütün dünyada hâkim kılınması nihai amaçtır. Askeri, silahlı ve siyasi yolları kullanma anlamında cihadı İslam’ın ve şeriatın küresel hakimiyetinin sağlanmasının yolu olarak gören Cihadist ve selefist ideolojinin, savaşları ve şiddeti sonlandırması, düşman gördüğü farklı unsurları dost ve müttefik kabul ederek kendi içine dahil etmesi mümkün değildir. Selefist ve cihadist ideoloji, çatışmacı, dışlayıcı ve ötekileştiricidir. Cihadist ideolojinin kapsayıcılık söylemleri, daha fazla güç elde etmek için kullandığı hilelerdir ve taktiklerdir.
Ilımlı cihadizm projesinin hiçbir gerçekliği ve geçerliliği bulunmamaktadır. Ilımlı cihadizm söylemi, şovları ve pratikleri, daha fazla güç ve meşruiyet devşirmeyi amaçlayan cihatcı grupların ve onları destekleyen uluslararası aktörlerin kurguladığı bir sahteliktir, yapaylıktır ve kurgudur. Cihadizm radikal, katı, keskin ve kaba olmak zorundadır. Ilımlılaştığı iddia edilen cihadizm, aslında cihadizmin kendisi dışında başka bir şeye başkalaşımını temenni etmekten öteye bir anlam ifade etmemektedir.