Prof. Dr. Bilal SAMBUR - Akademisyen - Araştırmacı - Yazar
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Bilal SAMBUR - Akademisyen - Araştırmacı - Yazar
 

İYİYİ, KÖTÜYÜ VE ACIYI ANLAMAK

İyilik, kötülük, acı ve iyileşmek insanın bilgisi, tecrübesi, aklı, merhameti, sevgisi, empatisi ve umudu ışığında anlaşılmalıdır. İnsan, iyilik ve kötülük yapan, acıyı yaşayan ve iyileşebilen bir varlıktır. İnsan, mutlak güçlü, mutlak bilgiye sahip ve mutlak   güzel olan bir varlık değildir. İnsanı iyiliğe ve kötülüğe yönelten şey, onun mükemmelliği değil, onun eksikliğidir, yetersizliğidir ve tamamlanmamışlığıdır. İnsan, bilgi, güç ve iyilik açısından eksik bir varlıktır. İyiliği, kötülüğü, acıyı ve iyileşmeyi, insani  bir bağlam içinde  anlamak lazımdır. İnsanın dışında ve üstünde iyilik ve kötülük olgusunun anlamak mümkün olmadığı gibi, geçerli ve gerekli de değildir. İnsan olduğundan dolayı birey, özgür iradeye sahiptir. Özgür irade, bireye dışarıdan bir güç tarafından verilmemiştir. İnsanın özgür iradeye sahip olması, onun geniş ve derin bir kötülük ve iyilik yapma, iyileşme kapasitesine ve yeteneğine sahip olduğu anlamına gelmektedir.  İnsan, iyiliği, kötülüğü, acıyı ve iyileşmeyi fiziksel, duygusal, düşünsel, sosyal düzeylerde yaşayabilir. İyilik, kötülük, acı ve iyileşme halleri tamamen insanın duyarlılığıyla ilgilidir. İnsanlık durumunun daha iyiye gitmesi konusunda kişinin iyilik yapmaya yönelmesi için duyarlı olması lazımdır. Duyarlılığını yitirmiş bireyler, kolaylıkla kötülük olarak nitelenebilecek   davranışları yapabilirler. İyilik için duyarlı birey, duyarlı varlık olmak lazımdır. Duyarlı bireyler, iyilik merkezli duygular, düşünceler ve davranışlar geliştirebilirler. İnsanın özgünlüğünü, özgürlüğünü ve onurunu yanlış, çarpık ve saptırılmış bir şekilde kullanmak yerine akılla, kalple ve emekle kullanması, onun iyilik yapan iyi varlık   yeteneğini ve kapasitesinin gelişimini sağlamaktadır. İnsan, hayatta bazen tecavüz, katliam, işkence, şiddet, insan ticareti gibi korkunç kötülük olarak niteleyebileceğimiz durumlarla karşılaşabilmektedir. Korkunç kötülük durumlarında insan, çılgın kötülüklere yönelmek, hayatının tamamının bir kötülük olduğu, iyi olmanın ve iyilik yapmanın boş ve verimsiz bir şey olduğu yanlışına ve yanılgısına sapmamalıdır. Korkunç kötülüklerin cevabı, çılgın  kötülükler yapmak değildir. İyilik, doğruluktur. Kötülük, çarpıklıktır. İyilik hakkında perspektifimizin olması için    çarpıklıktan bir şeyin kötü olduğu konusunda bir fikrimizin ve düşüncemizin olması gerekmektedir.  Kötülük ve iyilik konusundaki düşünceler, kişiden kişiye değişmektedir.  İnsanın, kötülüğü ve iyiliği kendi dışında objektif bir nesne olarak aramak yerine, iyilik ve kötülüğe dair içimizde bir duyarlılık, duygu ve düşünce geliştirmek için sürekli çaba harcamak lazımdır. İyilik ve kötülük, kendi içimizde sürekli olarak keşfedeceğimiz, geliştireceğimiz ve olgunlaştıracağımız açık süreçlerdir, tecrübelerdir ve imkânlardır. İyilik ve kötülük, insanın önünde sürekli duran çetin meydan okumalardır. İnsan, iyilik ve kötülük durumlarına, akılla, bilgiyle, duyguyla ve emekle sürekli cevaplar vermek sorumluluğuna sahiptir. İnsanın iyilik yapmak ve iyi olmak için kendisine güvenmesi lazımdır. İnsanın bağlandığı ve güvendiği dış güçler ve kurgular, insanı iyi yapmaya yaramamaktadır. İyilik kapasitesinin zayıflaması ve kötülük yeteneğinin artması halinde kişi, kendini sorgulamalıdır. Bireyin, kendisi dahil her şeyi sorgulaması lazımdır. Sorgulamanın olmadığı yerde iyilik olmaz. Sorgulamayı yasaklayan ve ortadan kaldıran bir yerde kötülüğün egemen olması kaçınılmazdır. İnsan, kendi bilgisini, gücünü, merhametini, gazabını, sevgisini, umudunu, inancını sürekli olarak sorgulamalıdır. İnsan, bu dünyada iyi olmakla yükümlüdür. İyi olmanın karşılığını birey, hayatında görecektir. İyilik ve kötülük algımız, anlayışımız ve pratiğimiz, hayatımızı ve dünyayı cehenneme veya cennete dönüştürebilir. Her yaptığımız iyilik, bu dünyada bir cennet yaratmaktır. Her yaptığımız kötülük, bu dünyada bir kötülük yaratma anlamına gelmektedir. Acının, ızdırabın, yaşlılığın, hastalığın, ölümün olduğu gerçek bir dünyada, iyilik ve kötülük mümkündür. Acının, kötülüğün ve ızdırabın olmadığı gerçek bir hayat ve dünya yoktur. İyilik ve kötülük, insanın önünde gerçek hayatta duran çetin meydan okumalardır. İyilik ve kötülüğü çetin okumalar olarak anlayarak herkesin kendisine göre iyilik yapma ve kötülüğü işlevsizleştirme sorumluluğu bulunmaktadır.  
Ekleme Tarihi: 21 Ocak 2025 - Salı

İYİYİ, KÖTÜYÜ VE ACIYI ANLAMAK

İyilik, kötülük, acı ve iyileşmek insanın bilgisi, tecrübesi, aklı, merhameti, sevgisi, empatisi ve umudu ışığında anlaşılmalıdır. İnsan, iyilik ve kötülük yapan, acıyı yaşayan ve iyileşebilen bir varlıktır. İnsan, mutlak güçlü, mutlak bilgiye sahip ve mutlak   güzel olan bir varlık değildir. İnsanı iyiliğe ve kötülüğe yönelten şey, onun mükemmelliği değil, onun eksikliğidir, yetersizliğidir ve tamamlanmamışlığıdır. İnsan, bilgi, güç ve iyilik açısından eksik bir varlıktır. İyiliği, kötülüğü, acıyı ve iyileşmeyi, insani  bir bağlam içinde  anlamak lazımdır. İnsanın dışında ve üstünde iyilik ve kötülük olgusunun anlamak mümkün olmadığı gibi, geçerli ve gerekli de değildir. İnsan olduğundan dolayı birey, özgür iradeye sahiptir. Özgür irade, bireye dışarıdan bir güç tarafından verilmemiştir. İnsanın özgür iradeye sahip olması, onun geniş ve derin bir kötülük ve iyilik yapma, iyileşme kapasitesine ve yeteneğine sahip olduğu anlamına gelmektedir.

 İnsan, iyiliği, kötülüğü, acıyı ve iyileşmeyi fiziksel, duygusal, düşünsel, sosyal düzeylerde yaşayabilir. İyilik, kötülük, acı ve iyileşme halleri tamamen insanın duyarlılığıyla ilgilidir. İnsanlık durumunun daha iyiye gitmesi konusunda kişinin iyilik yapmaya yönelmesi için duyarlı olması lazımdır. Duyarlılığını yitirmiş bireyler, kolaylıkla kötülük olarak nitelenebilecek   davranışları yapabilirler. İyilik için duyarlı birey, duyarlı varlık olmak lazımdır. Duyarlı bireyler, iyilik merkezli duygular, düşünceler ve davranışlar geliştirebilirler. İnsanın özgünlüğünü, özgürlüğünü ve onurunu yanlış, çarpık ve saptırılmış bir şekilde kullanmak yerine akılla, kalple ve emekle kullanması, onun iyilik yapan iyi varlık   yeteneğini ve kapasitesinin gelişimini sağlamaktadır.

İnsan, hayatta bazen tecavüz, katliam, işkence, şiddet, insan ticareti gibi korkunç kötülük olarak niteleyebileceğimiz durumlarla karşılaşabilmektedir. Korkunç kötülük durumlarında insan, çılgın kötülüklere yönelmek, hayatının tamamının bir kötülük olduğu, iyi olmanın ve iyilik yapmanın boş ve verimsiz bir şey olduğu yanlışına ve yanılgısına sapmamalıdır. Korkunç kötülüklerin cevabı, çılgın  kötülükler yapmak değildir.

İyilik, doğruluktur. Kötülük, çarpıklıktır. İyilik hakkında perspektifimizin olması için    çarpıklıktan bir şeyin kötü olduğu konusunda bir fikrimizin ve düşüncemizin olması gerekmektedir.  Kötülük ve iyilik konusundaki düşünceler, kişiden kişiye değişmektedir.  İnsanın, kötülüğü ve iyiliği kendi dışında objektif bir nesne olarak aramak yerine, iyilik ve kötülüğe dair içimizde bir duyarlılık, duygu ve düşünce geliştirmek için sürekli çaba harcamak lazımdır. İyilik ve kötülük, kendi içimizde sürekli olarak keşfedeceğimiz, geliştireceğimiz ve olgunlaştıracağımız açık süreçlerdir, tecrübelerdir ve imkânlardır. İyilik ve kötülük, insanın önünde sürekli duran çetin meydan okumalardır. İnsan, iyilik ve kötülük durumlarına, akılla, bilgiyle, duyguyla ve emekle sürekli cevaplar vermek sorumluluğuna sahiptir.

İnsanın iyilik yapmak ve iyi olmak için kendisine güvenmesi lazımdır. İnsanın bağlandığı ve güvendiği dış güçler ve kurgular, insanı iyi yapmaya yaramamaktadır. İyilik kapasitesinin zayıflaması ve kötülük yeteneğinin artması halinde kişi, kendini sorgulamalıdır. Bireyin, kendisi dahil her şeyi sorgulaması lazımdır. Sorgulamanın olmadığı yerde iyilik olmaz. Sorgulamayı yasaklayan ve ortadan kaldıran bir yerde kötülüğün egemen olması kaçınılmazdır. İnsan, kendi bilgisini, gücünü, merhametini, gazabını, sevgisini, umudunu, inancını sürekli olarak sorgulamalıdır.

İnsan, bu dünyada iyi olmakla yükümlüdür. İyi olmanın karşılığını birey, hayatında görecektir. İyilik ve kötülük algımız, anlayışımız ve pratiğimiz, hayatımızı ve dünyayı cehenneme veya cennete dönüştürebilir. Her yaptığımız iyilik, bu dünyada bir cennet yaratmaktır. Her yaptığımız kötülük, bu dünyada bir kötülük yaratma anlamına gelmektedir. Acının, ızdırabın, yaşlılığın, hastalığın, ölümün olduğu gerçek bir dünyada, iyilik ve kötülük mümkündür. Acının, kötülüğün ve ızdırabın olmadığı gerçek bir hayat ve dünya yoktur. İyilik ve kötülük, insanın önünde gerçek hayatta duran çetin meydan okumalardır. İyilik ve kötülüğü çetin okumalar olarak anlayarak herkesin kendisine göre iyilik yapma ve kötülüğü işlevsizleştirme sorumluluğu bulunmaktadır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.