Prof. Dr. Bilal SAMBUR - Akademisyen - Araştırmacı - Yazar
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Bilal SAMBUR - Akademisyen - Araştırmacı - Yazar
 

KUTSALIN ANLAMI

Günlük hayatımızda çok sık kullanılan, ancak ama anlamlandırılmayan kavramların başında kutsal terimi gelmektedir. Kutsal kavramı, zaman için kullanılabilmektedir. Kutsal günler, geceler ve aylar gibi nitelemelerle belirli zaman dilimlerine kutsallık atfedilmektedir. Zaman için kullanılan kutsal kavramı, kutsal mekanlar şeklinde belirli şehirler, mabetler, dağlar ve evler içinde kullanılmaktadır.  Kutsal kavramı, bazı kişiler için kullanılmakta ve  çok az sayıda insanın diğer insanlardan farklı olarak ilahi ilişkileri ve boyutları olduğu sanılmaktadır. Kutsal kavramı, sakal, tespih, takke, kılık-kıyafet, taht, kılıç gibi nesneler için de kullanılmaktadır. Kategorik olarak kutsal olarak nitelenebilecek hiçbir zaman, mekân, nesne ve kişi yoktur. Kutsal olarak nitelenen zamanların, mekanların, nesnelerin ve kişilerin kutsal olduğuna dair hiçbir objektif temel bulunmamaktadır. Kutsal, insan zihninde oluşturulan ve tahayyül edilen özel   bir kurgusal yapıdır. Kutsal, insanın üstünde, ötesinde ve dışında bir durum değildir. Kutsal kavramı, insanın kendi içinde yaşadığı, kendi içindeki dünyaları sürekli olarak keşfederek yaşadığı bir aşkınlık ve içkinlik duygusudur. Göklerden insana kutsala dair bir şey gelmemektedir. Kutsala dair her şey, insanın içinden kaynaklanan duygular sonucu kurgulanmaktadır. Kutsal, duygusaldır. Kutsal duygusu, insanın hayatla kurduğu ilişki sonucu oluşmaktadır. Hayata canlılık ve nefes veren her şey, kutsal duygusunun kaynağı olabilir. Hayata kaynaklık etmeyen hiçbir şey, kutsallık duygusuyla ilişkili değildir. Kutsal olan hayattır. İnsan, nefes aldığı sürece kutsallık duygusunu yaşayabilir. Doğa, hayatın bütün çeşitliliğini kendi içinde barındırmaktadır. Birey, kutsal duygusunu doğayı ve kendisini keşfettikçe yaşamaktadır. İnsanın ve doğanın, kutsallık duygusuna kaynaklık etmesi, kutsal tecrübesinin bizzatihi kendisini oluşturmaktadır. Kutsal, insan icadıdır. İnsan, sürekli olarak kutsal hissini yaşamakta ve icat etmektedir. İnsan, kutsal duygusunu kendisiyle, diğer insanlarla ve canlılarla kurduğu ilişkiler sonucu yaşamaktadır. Kutsal, ilişkidir ve ilgidir. Hayatla ilgili ve ilişkili her türlü ilişki, kutsal duygusuyla bağlantılandırılabilir. İnsanın, kutsal duygusu, zamana ve mekâna göre sürekli olarak değişmektedir. Evrensel olarak nitelenebilecek bütün zamanlar ve mekanlar için geçerli olan bir kutsal tecrübesi, duygusu, düşüncesi ve davranışı yoktur. Kutsal, değişmez nitelikte tamamlanmış ve bitmiş olan mükemmel bir teolojik kategori değildir. Tarih ötesi ve üstü olan hiçbir kutsal kaynak ve kalıb yoktur. Kutsal tecrübesi, tamamen yeryüzünde gerçekleşmektedir.  Kutsal tecrübesi, durumsaldır ve kişiseldir. Kutsal duygusu, insanın kendi kendini özel, değerli ve verimli kılma çabasıdır. Onurlu, özgür ve özel olan birey, kutsal tecrübesiyle onurunu, özgürlüğünü ve özgünlüğünü korumaya çalışmaktadır. Kutsal duygusu ve tecrübesi, insan onurunu, özgürlüğünü ve özgünlüğünü korumak ve geliştirmek için sarfedilen emekler, davranışlar ve tecrübelerdir. Kutsal olarak nitelenen örüntüler, akılla, bilgiyle ve düşünmeyle anlaşılabilir ve açıklanabilir. Kutsal ve profan olanı birbirinden ayırmak, imkânsızlık derecesinde zordur. Duygusal olarak yaşadığımız kutsallık hissi, sürekli bir değerlendirme ve değerleme halidir. Değer verdiklerimiz, aslında kutsal olanlardır. Kutsallık, en yüksek değeri verme hissidir. İnsanın değer verdiği zamanlar, mekanlar, nesneler ve kişiler, kutsal sıfatıyla nitelendirilebilir. Kutsal olarak değerlendirilen bir şeyin, objektif bir gerçeklik olmasına gerek yoktur. Kutsallık, gerçeklik değil, sübjektif bir histir. İnsanı kontrol etmek için yüz yıllar öncesinden oluşturulan ve aile tarafından bireylere empoze edilen doğmaların, ritüellerin, kaynakların ve kalıbların hiçbir kutsallığı yoktur. Bir şeyin değerli hale getirilmesi anlamında kutsallıkla nitelendirilmesi için bütün tecrübelerin insanla doldurulması gerekmektedir. Kutsallık tecrübesinin başını, ortasını ve sonunu insan oluşturmaktadır. Kutsallığın ölçüsü ve yapıcısı, insandır. Kutsallık, insanın insanı ve doğayı değerlendirerek tecrübe etmesidir.
Ekleme Tarihi: 26 Mart 2025 - Çarşamba

KUTSALIN ANLAMI

Günlük hayatımızda çok sık kullanılan, ancak ama anlamlandırılmayan kavramların başında kutsal terimi gelmektedir. Kutsal kavramı, zaman için kullanılabilmektedir. Kutsal günler, geceler ve aylar gibi nitelemelerle belirli zaman dilimlerine kutsallık atfedilmektedir. Zaman için kullanılan kutsal kavramı, kutsal mekanlar şeklinde belirli şehirler, mabetler, dağlar ve evler içinde kullanılmaktadır.  Kutsal kavramı, bazı kişiler için kullanılmakta ve  çok az sayıda insanın diğer insanlardan farklı olarak ilahi ilişkileri ve boyutları olduğu sanılmaktadır. Kutsal kavramı, sakal, tespih, takke, kılık-kıyafet, taht, kılıç gibi nesneler için de kullanılmaktadır. Kategorik olarak kutsal olarak nitelenebilecek hiçbir zaman, mekân, nesne ve kişi yoktur. Kutsal olarak nitelenen zamanların, mekanların, nesnelerin ve kişilerin kutsal olduğuna dair hiçbir objektif temel bulunmamaktadır. Kutsal, insan zihninde oluşturulan ve tahayyül edilen özel   bir kurgusal yapıdır.

Kutsal, insanın üstünde, ötesinde ve dışında bir durum değildir. Kutsal kavramı, insanın kendi içinde yaşadığı, kendi içindeki dünyaları sürekli olarak keşfederek yaşadığı bir aşkınlık ve içkinlik duygusudur. Göklerden insana kutsala dair bir şey gelmemektedir. Kutsala dair her şey, insanın içinden kaynaklanan duygular sonucu kurgulanmaktadır. Kutsal, duygusaldır.

Kutsal duygusu, insanın hayatla kurduğu ilişki sonucu oluşmaktadır. Hayata canlılık ve nefes veren her şey, kutsal duygusunun kaynağı olabilir. Hayata kaynaklık etmeyen hiçbir şey, kutsallık duygusuyla ilişkili değildir. Kutsal olan hayattır. İnsan, nefes aldığı sürece kutsallık duygusunu yaşayabilir. Doğa, hayatın bütün çeşitliliğini kendi içinde barındırmaktadır. Birey, kutsal duygusunu doğayı ve kendisini keşfettikçe yaşamaktadır. İnsanın ve doğanın, kutsallık duygusuna kaynaklık etmesi, kutsal tecrübesinin bizzatihi kendisini oluşturmaktadır.

Kutsal, insan icadıdır. İnsan, sürekli olarak kutsal hissini yaşamakta ve icat etmektedir. İnsan, kutsal duygusunu kendisiyle, diğer insanlarla ve canlılarla kurduğu ilişkiler sonucu yaşamaktadır. Kutsal, ilişkidir ve ilgidir. Hayatla ilgili ve ilişkili her türlü ilişki, kutsal duygusuyla bağlantılandırılabilir. İnsanın, kutsal duygusu, zamana ve mekâna göre sürekli olarak değişmektedir. Evrensel olarak nitelenebilecek bütün zamanlar ve mekanlar için geçerli olan bir kutsal tecrübesi, duygusu, düşüncesi ve davranışı yoktur. Kutsal, değişmez nitelikte tamamlanmış ve bitmiş olan mükemmel bir teolojik kategori değildir. Tarih ötesi ve üstü olan hiçbir kutsal kaynak ve kalıb yoktur. Kutsal tecrübesi, tamamen yeryüzünde gerçekleşmektedir.  Kutsal tecrübesi, durumsaldır ve kişiseldir.

Kutsal duygusu, insanın kendi kendini özel, değerli ve verimli kılma çabasıdır. Onurlu, özgür ve özel olan birey, kutsal tecrübesiyle onurunu, özgürlüğünü ve özgünlüğünü korumaya çalışmaktadır. Kutsal duygusu ve tecrübesi, insan onurunu, özgürlüğünü ve özgünlüğünü korumak ve geliştirmek için sarfedilen emekler, davranışlar ve tecrübelerdir. Kutsal olarak nitelenen örüntüler, akılla, bilgiyle ve düşünmeyle anlaşılabilir ve açıklanabilir.

Kutsal ve profan olanı birbirinden ayırmak, imkânsızlık derecesinde zordur. Duygusal olarak yaşadığımız kutsallık hissi, sürekli bir değerlendirme ve değerleme halidir. Değer verdiklerimiz, aslında kutsal olanlardır. Kutsallık, en yüksek değeri verme hissidir. İnsanın değer verdiği zamanlar, mekanlar, nesneler ve kişiler, kutsal sıfatıyla nitelendirilebilir. Kutsal olarak değerlendirilen bir şeyin, objektif bir gerçeklik olmasına gerek yoktur. Kutsallık, gerçeklik değil, sübjektif bir histir.

İnsanı kontrol etmek için yüz yıllar öncesinden oluşturulan ve aile tarafından bireylere empoze edilen doğmaların, ritüellerin, kaynakların ve kalıbların hiçbir kutsallığı yoktur. Bir şeyin değerli hale getirilmesi anlamında kutsallıkla nitelendirilmesi için bütün tecrübelerin insanla doldurulması gerekmektedir. Kutsallık tecrübesinin başını, ortasını ve sonunu insan oluşturmaktadır. Kutsallığın ölçüsü ve yapıcısı, insandır. Kutsallık, insanın insanı ve doğayı değerlendirerek tecrübe etmesidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nevzat
(26.03.2025 10:12 - #2789)
Değerli Hocam, Her yazınız mükemmel. Emeğiniz ve aydınlık beyninizle sağolun, varolun.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.