Güvendiğimiz ahbap sandığımız insanların bizleri yanılgıya uğratmaktan vazgeçmedikleri bir dünyada eski yaşanmışlıkları gözden geçirmek ve yenilemek gerekiyor.
Kızılay’da bir simitçinin önündeyim. 50 yaşlarında bir adam yanıma yaklaşıp, abi bana da bir simit alır mısın? dedi. Giysisi yeni değil ama tertemiz eli yüzü düzgün bir şahsiyet. Biraz şaşırmadım değil elbette. Her gün sokakta caddede yürürken yanımıza yaklaşıp abi, abla bir liran var mı? diye soranlardan olmadığı, mahcubiyetinden, yüz ifadesinden anlaşıyordu.
Hiç tereddütsüz, bir simidin lafımı olur kardeşim, dedim. "Sizin gibiler pek kalmadı" abi, dedi. "Vardır kardeşim" neden olmasın "İnsanlık öldü mü? İnsani değerlerin yerlerde süründüğü bu günlerde, bu değerleri yüceltmeye çalışan insanlarda var merak etme sen, dedim.
Ayaküstü konuşurken, ne iş yaptığını sordum. Biran durdu. Gözlerine baktım, derin bir duygu derinliği içinde olduğunu fark ettim.
Bazen kendi kendime düşünürüm. Başkalarının dediklerine değil, ben her zaman gördüklerime, yaşadıklarıma inanırım. Çoğu zamanda bu tespitim beni doğrular. Onurlu insanlar, emeksiz verilen hiçbir şeyi kolayca kabul etmez, kendilerine yediremezler. Belki beni samimi biri olarak görmüş ve böyle istekte bulunmuştur, diye düşündüm. Kim bilir?
Hitabetinde, davranışında bilge bir tavrı vardı. İlginç insandı ve değişik sosyal kavramlardan bahsediyordu! "Ülkemiz, dolayısıyla insanımız zor günlerden geçiyor bunun farkındayım, ama ben asla pes etmek niyetinde değilim!" dedi.
Neyin mücadelesi?
Abi ben emeklilikte yaşa takılanlardanım. Kısaca, “eyt” liyim dedi...
Üç senedir çalmadığım kapı kalmadı. Devlet emeklilik yaşını bekle diyor, özel sektör yaşlısın, diyor. İki arada bir derede kaldım. Bazen bulabilirsem gündelik işlerde çalışıyorum. O da bir var bir yok.
Merak etme, herhalde “eyt” sorununu çözecekler, hükümetin gündeminde, dedim. İnanmıyorum abi yıllardır aynı şeyleri söyleyip duruyorlar. Nasıl inanayım?
Hani zorluklar karşısında pes etmeyeceğini söylüyordun? Pes ettiğimi söylemiyorum, inanmadığımı söylüyorum. Elbette pes etmeyeceğim. Ben “eyt” konusundan bahsediyorum, dedi.
Son zamanlarda sığ muhabbetlerden, gereksiz monologlardan, gereksiz anlam yüklemelerden, anlamsız didişmelerden bir hayli sıkılmıştım. Adamın konuşmaları beni bir hayli memnun etti. Halk arasında bir söz vardır. “Gördüğün her sakallıyı deden sanma” derler. Adamın görüntüsü, kişiliği o deyime uygun biri.
Sigara uzattım. Teşekkür etti. İşsiz kaldığından bu yana içmiyormuş. İyi ki bırakmışım abi. Bir paket 30 lira. Nasıl alınır da içilir? İyi etmişsin, dedim.
Çocuklar, hanım nasıllar?
Evli değilmiş, ailesiyle birlikte yaşıyormuş.
İyi ki evli değilim. Çoluk çocuk olsa şimdi ne olurdu? Düşünmek bile istemiyorum, dedi.
“Nerede yaşıyorsun?”
Buraya nereden geldiysem orada yaşıyorum, diye ilginç bir cevap verdi.
“Nereden geldin?” dedim.
Kara topraktan dedi. Bu daha da ilginç bir cevaptı…
Neyle karşılaştım ne buldum. Adam, gizli bir maden adeta.
Biraz daha karıştırsam yüreğinden neler dökülürdü kim bilir.
Fazla üstüne gidip, daha çok deşip yüreğini yaralamak istemedim doğrusu. Ben de hayli duygulandım desem yalan olmaz.
Küçük miktar para vermek istedim, kolumdan yakaladı. “lütfen abi” diye reddetti. Abi diye hitap ediyorsun? Ne fark eder kardeşim? Asla kabul etmeyeceğini söyleyince, onuru kırılabilirdi. Bende fazla üstelemedim.
Yemek teklif ettim onu da geri çevirdi.
Adamın inceliğine, asaletine, zarafetine şaşırdım kaldım. Ne diyeceğimi bilemedim. O an aklıma nereden geldiyse..
“Meleklerine selam söyle” dedim, baş üstüne “söylerim” abi dedi ve gitti.
Adam gittikten sonra, bende Kavaklıdere yönüne doğru dalgın dalgın yürürken düşündüm de.
“Hayat böyle insanları çıkarsın karşımıza, sahtelerini değil”
Not;
“Bu diyalog 2022 yılının Eylül ayında yaşanmıştı. Seçim atmosferine gelindiğinde iktidar önceleri, her ne kadar olmaz/olamaz dayatmasına rağmen, “eyt” ile ilgili kararını değiştirdi ve birçok aksaklığa karşın, kazanmış oldukları hakkı teslim etti.
Merak ediyorum. Umarım konuştuğum bu değerli insan emekli oldu mu? Umarım birgün karşılaşır merakımı gidermiş olurum.”