Bir dönemin gençleri, bir dönemin devleri ve kuşaklarının son temsilcileri...
Evet, bahsettiğim onlar, emekliler...
O yüzlerine oturan çizgilerin verdiği sertliğin gerisinde, kocaman sevgi...
O yorgun bakışların arkasında, olanca merhamet...
Dillerinde, yüreklerinde yılların kazandırdığı tecrübe ile; barış ve hoşgörü olan, insanlarımız...
Hepimize ders verir nitelikte, hala onuru ve omurgayı eğip bükmeden dik duran, vatandaşlarımız...
Hani, Sosyal Güvenlik Kurumunun, emeklilerini kurtarması gerekirken, emeklilerin Sosyal Güvenlik Kurumunu kurtarması beklenen tersine işlenmiş bir dönüşüm içinde, yaşam mücadelesi veren emektarlarımız...
Doğrudur; bağımsız medyadan, muhalif siyasete çok yüksek sesli olmasa da hatırlanıyor, haklarında bir iki kelam ediliyor, ama o kadar...
Günün sonunda bu insanlar büyük sorunlarıyla beraber, büyük yalnızlıklarına geri dönüyor.
Üstelik çözüme kavuşan tek bir sorunları yok.
Zaten öyledir.
Sorun, sorunları konuşmakla son bulmaz, çözüm odaklı eylem planı gerektirir...
Biz onurlu, şerefli, kişilikli, dönemlerinin son temsilcileri için ne yapıyoruz?
Büyük bir çoğunluğu kiracı olan emekliye, 14 bin lira ile hem barın hem geçin diyoruz.
Son yıllarda ki durdurulamaz kira artışlarına bakınca, bırakın geçinmeyi, faturayı, aidatı, barınmaya bile yetmez bir ücreti layık görüyoruz.
Ömrünü çalışarak memleketine adamış, bu günler için primini yatırmış., vergisini yatırmış, hala yatırmaya devam eden emeklileri, muhtaçlıkta en dip seviyeye düşürüyoruz.
Evet, doğrudur. Yediden yetmişe, her iş kolunda emekçiler derin bir yoksulluk içinde.
Ama emekliler, yoksulluğun, açlık sınırının altında ve seslerini duyuramıyor, dertlerini anlatamıyorlar...
Bu coğrafya kadimdir. Değerleri vardır. Bu değerlerin başında da yaş almış insanlarına vefa vardır.
Şimdi vefa sırası bizde...
İnsanca yaşam hakları için, bize yoksulluğu reva görenlere hatırlatalım.
Emekli yük değildir. Bedeli önceden peşin ödenen bir hakkın sahibidir...