Sevgili muhalefet; Egemen karanlığın ötekileştirdiği her kesimle birlikte yürümeden, aydınlığa kavuşamazsınız.
Bizler artık tıkandık. Zira yıllardır korkuyla beslenen bir karanlık sarmalı içindeyiz. Bu öyle bir karanlık ki; kimsenin görmek, duymak, kafasını çevirip bakmak istemediği bir karanlık.
İnsanlarda; Bir garip tedirginlik, bir serçe telaşı. Çünkü Adalet yok, eşitlik yok. Korku çok. Birlikte yaşamın gereği olan beşeri değerler hırpalanmış, çaresizlik diz boyu.
Güzel olan ne varsa bitti, güzel insanlar gitti. Çünkü ülkeyi adaletle birlikte, insan hakları da terk etti. Sözcüklerin bile ölü olduğu bir coğrafyaya evrildi.
Yo, hayır; Sözcükler ölmez demeyin ölür, mesela bu ülkede ADALET artık bir ölüdür. İşte tam da bu nokta da;
Eğer renkler solmuş, ışık karanlıkla yer değişmiş, çokluk zincirlenmiş, teklik saltanat kurmuşsa; Yaşamın şiiri kesilmiş, yaralanmışsa hayatlar; çocuklar, kadınlar ölüyorsa durmadan ve hatta öldürülmek isteniyorsa sokaktaki canlar, üstelik yasayla; Gençler umutsuzsa, hayalleri çalınmışsa, orada yaşam yeniden adlandırılmak zorunda. Tanımlanmak zorunda yeniden Adalet orada.
Bir yerde sürekli adaletsizlik varsa, bunu yaratanlarda vardır ve bu da sistematik bir suçtur. Adaletsizlikle mücadele edebilmek için; orada yeniden Hukukun üstünlüğü sağlanmak zorunda.
Sevgili Muhalefet;
Bu kadar da olmaz dediğimiz ne varsa oldu, olmaya da devam ediyor. Ve biliniz ki bizler artık pasifize olmuş bir muhalefetten yorulduk, umutları tükettik, yaşam alanlarında tıkandık.
Kanun karşısında eşitlik, hepimize amasız adalet için evrensel hukukun hemen şimdi işletilmesi, bunun için de, parlamenter mücadele gerek.
Bir 5 yıl daha karanlıkta kalmak istemiyorsak, elinizde 31 Mart’ta halk tarafından verilmiş bir şans var, hatırlamanız yetecek.
Uzanan halk elini tutabilirseniz, bir olabilirsek bizden daha güçlü hiçbir şey yoktur. Kullanabilirseniz bu şansı size, bize aydınlığı getirecek.
Hadi birlikte hazırlanalım gün doğumuna, çünkü bir 5 yıl daha karanlık, ASLA.