Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır. (Tolstoy)
Biz insanlar niye böyle çöktük.
Savaşlar, yıkımlar, kavga, dövüş niye hiç son bulmaz. Yaşamın ne kadar kısa olduğunu, bir gün gelip bu dünyadan ayrılacağımızı bildiğimiz halde, arkamızda iyilik, güzellik bırakmak yerine, neden kin, öfke ile beslenir olduk?
Halbuki fiziki olarak en çirkin kişi bile güldüğünde, çevresine güzel enerjisi ile bir anda mutluluk saçar.
Kötülükler dünyayı hep felaketlere sürükler.
“Güzellik ve iyilik dünyayı kurtaracak” sözü boşuna söylenmemiştir.
İnsan, doğduğunda kendisine yakıştırdığımız sıfatlar, melek, masumiyet, saflık, temizlik büyüyünce neden yok olur? Ve neden yerini kine, nefrete, caniliğe, vurdumduymazlığa bırakır?
Bu konuda ailelere çok büyük görev düşüyor. Bir çocuğun yetişme şekli onu vezir de yapar, rezil de. Bir çocuk, bilim insanı da olur katil de.
Çok ünlü bir söz der ki, ”Katili kazısan altından insan çıkar.”
Peki bize ne oldu da canlıyı, cansızı, doğayı yok edip bu kötülüklere sebep olduk? Birçok katili, caniyi ortaya saldık?
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayanlar yüzünden, dünyamız karanlığa sürükleniyor.
Sağlık ve güzellikler içinde bir dünyada yaşamak varken, neden acı çekmeyi ve çektirmeyi seçti insan?
Dünyaca ünlü Rus yazar TOLSTOY diyor ki!
-Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
-Hayat ne gideni geri getirir ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın.
-Bozuk para insanın cebini deler, bozuk insanda kalbini. Bu yüzden harcayın ikisini de gitsin.
-İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.
-Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.
-Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez.
-Ne diye şeytana kızarsın? Bir iyilik yap da o sana kızsın.
-Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın.
-Bir insanı bulunduğu mevkiyle değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmek gerekir.
-En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır.
-Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır.
-İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil, sarsılmaz duruştadır.
-Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür.
-İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz.
-Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin.
-Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma: önce senin ellerin kirlenecek.
-Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor.
İşte Tolstoy’un yukarıda belirttiği bu nedenlerden dolayı insanlık çökmeye mahkûm olma yolunda hızla ilerliyor. Nasıl dur diyeceğiz?