Artan maliyetler karşısında artık dayanamayan üretici, yine de üretmek zorundayız diyerek, bu yılda ekti, biçti. Gel gör ki, ürünlerine maliyetin altında fiyat verildi. Karacabey, Bandırma’ da üreticiler, dertlerini anlatır eylemler yaptı. Sokaklar ısındı. Sokakta yaşayan canlar, çıkarılan yasayla adeta hedefe konuldu ve memleketin her yerinden katliam haberleri gelmeye başladı. Hak savunucular, dili olmayan canların sesi olup eylemler yaptı. Sokaklar ısındı… Vergilerle boğulan emekçi isyanda. Seslerini duyurmak isteyen emekliler eylem yaptı. Sokaklar ısındı… Ardından öğretmenler, memurlar alanlara indi, eylem yaptı. Sokaklar ısındı… Ama her yapılan yapıldığıyla kaldı. O gün yaşandı, üç beş vekil katıldı. Yıllardır olduğu gibi; Olan, vatandaşa olduğuyla kaldı. Isınan sokaklar; Her şey olur, o an ses verilir, yaşanır ve biter sıradanlığıyla, itinayla soğutuldu. Muktedirlere göre; Demokrasi, insan hak ve hürriyetlerinin adeta şaha kalktığı, ekonomik kalkınmanın tavan yaptığı yerdeyiz de biz görmüyoruz. Muhalifler; Hala meclis çoğunluğuna sahip değilken, 31 Mart sonuçlarıyla bir rüzgâra kapıldılar ki, ellerindekinin yelkenli olduğunu unutmuş, gemideymiş gibi uçuyor, olmayan can simitlerini de halka atıyorlar. Şimdi de rüzgârı kim tutsun, kim bıraksın derdiyle memleket sorunlarının ciddiyetinden uzaklar. Ezcümle canım kardeşim. Bu iş de sende. Yarası olan da merhem bulup yarasına sürecekte sensin. Aslında satır arasında, tıpkı fıkradaki Temel gibi; Muktedirlerde, muhalefette diyor ki sana, bana güvenme... Gazetede şöyle bir ilan çıkmış: "Bir müdür aranıyor. Yüksek tahsilli, İngilizce ve Fransızca bilen, askerliğini yapmış, 30 yaşından gün almamış, boyu 1.85'den yukarı ve bekar olması gerekir. Temel başvurmuş:   -Ben demiş, yüksek tahsil şöyle dursun ilk mektebi bile zor biturdum. İnciluzce, Firansizca bilmeyrum. Yaşım 45'den yukarı, boyum 1.67 -Eeee, demişler. Ne demek istiyorsun?   Temel gayet ciddi :   -Bu ilanı verduğunuz müdürlük işi var ya, ha bu iş için bana güvenmiyesunuz demeye geldim... Yani canım kardeşim, kimse senin derdine derman olmayacak. Aktif siyaseti sen ve senin eylem ve direniş pratiklerin yönlendirecek. Medet ummayı bırak, çözüm üretmek için siyaseti zorlamaya bak...