Ülkede, her yönüyle tıkanmış bir siyaset hâkim ve bu tıkanıklığı açmak üzere, toplumsal dinamikleri de gözeterek; daha iyi ve sağlıklı, demokratik alanı genişletilmiş bir siyaset için adımların atıldığı aşikâr.
En azından tüm taraflarca, çabaların olduğu söz konusu.
Zira; CHP'den gelen, Normalleşme",
Bahçeli’ den, “ Elimi uzatıyorum" çıkışı,
Dem Partinin bu yaklaşıma pozitif cevaplı bakışı da çok kritik, inceliği ve bir o kadar derinliği olan bu konuların gündeme gelmesi elbette, “Yeni süreç” söylemi ile ilgili.
Bu konu üzerinde; konuya ve politikaya hâkim olan siyaset bilimi insanları analiz ve yorumlarını yapacaktır.
İnsan hakları temelinde olsun, toplumsal kalkınmaya ve ekonomik refaha kadar şüphesiz ki, toplum lehine yenilenmiş siyaset, katkı sağlayacaktır.
Ama tüm bunlar yaşanırken içte devam eden büyük bir hukuksuzlukta var.
Ki, bu adaletsizlik hayatın her alanını etkiliyor.
Her şeyden önce, ülkede eşit olmayan bir vergi ve gelir dağılımı var ki, bu da halkın yokluk ve yoksunluk içinde kıvranmasına neden oluyor.
Öte yandan, ekonomik krizlerin halk üzerinde neden olduğu sosyal etki hukuksuzlukla birleşince, ortaya toplumsal bir çürümüşlük çıkıyor. Son zamanlarda artan şiddet bunun en büyük göstergesi.
Bu sebeple eğer; siyasi bir iyileşmeden bahsedilecekse öncelikle iç hukukta bir düzelmeye bir iyileşmeye gitmek zorundayız.
İç hukukunda hala olumsuzluk perdesi hakimken, yeni gelişmelerden söz etmek çok samimi olmayacağı gibi, inandırıcıda gelmeyecektir.
Gündemin içinde ki diğer çözüm bekleyen elzem sorunları askıya almak ve muktedirlere ihtiyaçları olan süreyi kazandırmaktan da öteye gitmeyecektir.
Zira; KHK’lar ile birlikte, düşünce suçundan tutun, demokratik hak olan protesto hakkını kullandığı için ceza alan onlar, yüzler, binler, düşünenler, gençler, öğrenciler var ve bu konuda halen atılan demokratik bir adım yok.
Yoksa; kutuplaşma olmadan, çatışmasız, toplumsal muhalefetin beklentisi ölçüsünde; demokratik ve aydınlık dolu, ekonomik refahın oluşturulduğu her çözüm adımı önemlidir.
Ama gerçek şu dur ki; ilk olarak, dağlar kadar haksızlık ve sorunlarla çözüm bekleyen iç hukukta; insan hakları temelli bir demokratik çözüm adımı atılmadan, söylenen sözler havada kalacaktır.
Önce iç hukuk!..