Gıda, ulaşım, barınma, giyim gibi; günlük temel ihtiyaçların tamamı veya büyük kısmını karşılayacak yeterli gelire sahip olmamak, yoksulluktur.
DİSK/Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan 2024 Kasım ayı raporuna göre; dört kişilik bir aile için, açlık sınırı 21 bin lira yoksulluk sınırı 72.500 TL
Bir işçinin bir ay boyunca tam zamanlı çalışması karşılığında alabileceği en düşük yani asgari ücret; gıda, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık, giyim ve benzeri zorunlu harcamaları kapsayan yaşam maliyeti ve enflasyon dikkate alınarak, işçilerin asgari yaşam standartlarını korumalarını sağlamak amacıyla belirlenir.
Yaşar Kemal, “Bir ülkede yoksulluk varsa onu yazmayan yazar, yazar değil, insan bile olamaz.” der ve ekler; “Yoksulluk, insanlığın en aşağılanmış yeridir. En utanç verici yanıdır. İnsanlar yoksul olmamalı.”
Zorunlu yaşam maliyeti ve yeni açıklanan 22. 104 TL asgari ücrete baktığımız zaman, yoksulluk sınırının da altında, yani biz yokuz...
Hani; her şeye yabancılaştırılmış, delik deşik edilmiş şekilde, her şey unutturulmuş, sadece nefes almak pahasına yaşıyoruz ya,
Ha işte artık o nefeste yasak deniliyor size...
Ama işte orada değişir durum.
Kaybedecek bir şeyi olmayanın, korkacak bir şeyi de kalmaz.
Dokunur o elde ki çalıp söylediğiniz keman teline, kırılır...
“İşte bunu yapmamalı. İnsanlarla oynamamalı, bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli.” Diyor, Sevgili Yaşar Kemal
Ne o ince yere dokunun ne tele dokunulsun.
Adımlarınızı, insanı ve onurunu yok etmek için değil, insanca, eşit ve adil, hakkaniyetli bir yaşamın inşası için atın.
Yeter artık...
İndirin bozulmuş ekonominin yükünü, sırtından halkın...
Unutmayınız ki, hayatlarıyla oyun oynadığınız, halktır...
Halk divanından daha ulusu, daha güçlüsü yoktur...