1965-80’ yılları arası, ekonomik ve sosyal kriz dönemlerinde doğdukları için, kayıp kuşak olarak da adlandırılan X kuşağı neferiyim.
Yaşadığımız dönem, teknolojik dönüşümle değişimin eşiğinde, tehditlerin yarattığı korkular içindeydi. Yine de içimizde, özgürlük düşü vardı. Hayal kurabiliyorduk, her şeye rağmen.
Peki bu kuşağın çocukları? Hani çoğunluğu şimdilerde 27-30 yaş aralığında olan, hani hiç adları anılmayan, Y kuşağı çocukları...
Onlarda da durum pek değişmedi. Adeta; anne-babalarının “kayıp kuşak” kaderini yaşıyorlar.
Son 22 yılda oluşan dönüşümle ülke garip bir hale evrilirken, arada çark dişlisinde un ufak olanlar yine, çoğu üniversite mezunu işsiz bu gençler...
Gençlikleri ellerinden kayıp giderken, bir türlü kendi olamayan, egemen sistemlerin ve hatta toplumun birer, “Sosyal Ölü” haline getirdiği, gençler...
Büyük çoğunluğu ekonomik özgürlüğe sahip olamadığı, olanlar ise, yaşamı tek başına idame ettiremeyecek iş koşullarında çalıştığı için; ev kuramayan, aile evinde yaşamaya mecbur bırakılan gençler...
Elbette; çokça okumuş bu çocuklar seçeneksiz de değil. Öyle ya; Jeoloji, Fizyoterapi, Kimya Mühendisliği hatta Hukuk Fakültesi okumak mesleklerini yapacakları anlamına da gelmez!..
Mesela; herhangi bir yerde, asgari ücretli bir çalışan olabilirler.
E pek tabi, torpille aradan sıyrılanlar, özel seçeneğe tabi olanlarda var. Ülkede bu kural değişmez.
Ana sınıfından başlayan yarışla, OKS, SBS derken kalbura çevrilseler de dirençle okuyup meslek sahibi olan bu gençlere, adil yaşam koşulları değil ama, hala akıl verenleri de çok.
E siz de durmayın, kendinizi geliştirin. Bakın ne kapılar açılır. Hatta koca firmalara CEO bile olunur.
Hani 30 dayanmış yaşta, hala aile evinde yaşayan gençler, ne yaparlarsa gelişmiş olacak ve insanca yaşam koşullarını sağlayacak bir iş, bir gelir sahibi olacaklar.
Ülkelerin, gençlerine sağlayacakları “Sosyal Adalet” biçimi bu mu olmalı?
X Kuşağının çocukları, Z Kuşağının; abi, ablaları olan, Y kuşağına; Reva görülen, beş parasızlık, “Kayıp Kuşak” olmaları mı? Tıpkı gözden çıkarılan X kuşağı mağduru anne-babaları gibi...
Bu ülkenin; umutlarını, hayallerini yitirmiş, her doğan gün belirsizlik içinde, kaygıyla eriyen ve hatta artık birçoğunun çözümü, intiharda aradığı bir “Y” kuşağı var...
Erk egemenler için ve ekonomik sistemler içinde, hayata öylesine eklemlenen sayılardan ibaret gördüğünüz bu gençler, ölüyor beyler!..