Safiye Özşener - Araştırmacı, Yazar
Köşe Yazarı
Safiye Özşener - Araştırmacı, Yazar
 

Tufandan sonra ne yapacağız?

Toplumların en büyük düşmanı, umutsuzluktur. Bu muhalefetsizliğe rağmen, değişecek bu sistem. Umutsuz değilim, çünkü hiçbir kötülük sonsuza denk sürmez.  Gider kötülüğü ekenler, ektiklerinden beslenenler. Evet, geride; siyasi, hukuki, ahlaki, ekonomik çürümüşlük, tahrip edilmiş doğa ve kurumlar arası bozulumla koca bir enkaz kalacak. Ama o da düzelir. Işığın girdiği her yer onarır kendini. Hukukun bozulmuş darasını düzelttin mi, ne varsa kantarın topunda kaçan, her şey düzelir. Yatırım gelir sanayi gelişir. Çiftçi desteklenir, üretim endeksli planlamayla tarım gelişir. Ama sorun sadece bu değil.  Toplumsal çürümüşlüğü, büyüyen ötekileştirici ve sarmal olmuş şiddeti, dibe vurmuş ve vurmuşluktan beslenen insanı ne yapacağız? Yıllar; sadece fabrikaları satıp, denizleri kirletmedi, tarlaları kurutup, emeği sömürmedi. İnsana dair, insanca olan ne kadar güzel erdem varsa hepsini sildi. Sanat, edebiyat, toplumsal değer, kültürel birikim ne varsa yuttu. Kötülük; ete, kemiğe bürünmüş en yakınlarımızın içine bile işlemiş, evlere kadar taşınmış oldu. Bir de halkın farkındasızlıkları ve iyi niyetleri yüzünden yıllarca uğradıkları ayrımcılığı ve tüm bunları görmezden gelenler var.  Hani; yıllardır gözünü mal, mülk, para hırsı bürümüş eski dostlar bir anda düşman oluvermişlerle nasıl barışılacak? Beraber toplum olma özelliğini kaybetmiş, herkes kendini yaşadığı topluluklardan önce görmeye başlamışken ve tüm bunlar bu toplumun sonunu getiren öğeler olmuşken, birlikte birbirimizi nasıl onaracağız? Donmuş kalmış suskun kalabalıklarla; insandan, insanlıktan geride kalmak ne yaman bir hüzün.  İşte asıl mesele bu; tufandan sonra ne yapacağız. Yani; önceden olan biteni sonra görmezden mi geleceğiz? Yoksa tüm çıplaklığıyla ortada duran gerçeği görüp ona göre; sağlıklı bir toplum modeli için mücadele pratikleri mi geliştireceğiz? İşte tam da bu noktada; olacakları ve geleceği öngören planlamalarla, sonrasında ne yapacağımızı şimdiden halka anlatırsak, bu karanlık tufandan çıkacağız. Çünkü, son birkaç günde tüm gündemlerden azade; çocuğunu öldüren babalar, eşini katledenler, intiharlar ve kaybolan Narin’le halkın sadece bugün için değil, yarınlar için de büyük kaygıları var.  Bu yüzden, karanlıktan aydınlığa mücadele etmek isteyen Muhalefet; bu günden, toplumun her kesimine tek tek inmek, halkın bu kaygılarını gidermek zorunda.  
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2024 - Perşembe

Tufandan sonra ne yapacağız?

Toplumların en büyük düşmanı, umutsuzluktur.

Bu muhalefetsizliğe rağmen, değişecek bu sistem. Umutsuz değilim, çünkü hiçbir kötülük sonsuza denk sürmez. 

Gider kötülüğü ekenler, ektiklerinden beslenenler.

Evet, geride; siyasi, hukuki, ahlaki, ekonomik çürümüşlük, tahrip edilmiş doğa ve kurumlar arası bozulumla koca bir enkaz kalacak.

Ama o da düzelir. Işığın girdiği her yer onarır kendini.

Hukukun bozulmuş darasını düzelttin mi, ne varsa kantarın topunda kaçan, her şey düzelir.

Yatırım gelir sanayi gelişir. Çiftçi desteklenir, üretim endeksli planlamayla tarım gelişir.

Ama sorun sadece bu değil. 

Toplumsal çürümüşlüğü, büyüyen ötekileştirici ve sarmal olmuş şiddeti, dibe vurmuş ve vurmuşluktan beslenen insanı ne yapacağız?

Yıllar; sadece fabrikaları satıp, denizleri kirletmedi, tarlaları kurutup, emeği sömürmedi. İnsana dair, insanca olan ne kadar güzel erdem varsa hepsini sildi. Sanat, edebiyat, toplumsal değer, kültürel birikim ne varsa yuttu.

Kötülük; ete, kemiğe bürünmüş en yakınlarımızın içine bile işlemiş, evlere kadar taşınmış oldu.

Bir de halkın farkındasızlıkları ve iyi niyetleri yüzünden yıllarca uğradıkları ayrımcılığı ve tüm bunları görmezden gelenler var. 

Hani; yıllardır gözünü mal, mülk, para hırsı bürümüş eski dostlar bir anda düşman oluvermişlerle nasıl barışılacak?

Beraber toplum olma özelliğini kaybetmiş, herkes kendini yaşadığı topluluklardan önce görmeye başlamışken ve tüm bunlar bu toplumun sonunu getiren öğeler olmuşken, birlikte birbirimizi nasıl onaracağız?

Donmuş kalmış suskun kalabalıklarla; insandan, insanlıktan geride kalmak ne yaman bir hüzün. 

İşte asıl mesele bu; tufandan sonra ne yapacağız.

Yani; önceden olan biteni sonra görmezden mi geleceğiz?

Yoksa tüm çıplaklığıyla ortada duran gerçeği görüp ona göre; sağlıklı bir toplum modeli için mücadele pratikleri mi geliştireceğiz?

İşte tam da bu noktada; olacakları ve geleceği öngören planlamalarla, sonrasında ne yapacağımızı şimdiden halka anlatırsak, bu karanlık tufandan çıkacağız.

Çünkü, son birkaç günde tüm gündemlerden azade; çocuğunu öldüren babalar, eşini katledenler, intiharlar ve kaybolan Narin’le halkın sadece bugün için değil, yarınlar için de büyük kaygıları var. 

Bu yüzden, karanlıktan aydınlığa mücadele etmek isteyen Muhalefet; bu günden, toplumun her kesimine tek tek inmek, halkın bu kaygılarını gidermek zorunda.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.