Laftan öteye gitmeyen etkisiz, refleksiz bir muhalefet olmaz. Demokrasi ne? Sandıktan sandığa gitmek mi?  Hayır, çağdaş evrensel demokrasi, halkın dertlerini, seslerini parlamentoda, mümkünse her gün duyurmaktır. Nerede bu muhalefetin vekilleri? Hani hiç duyan var mı; il, ilçe başkanlarını? Peki, kadın kolları? Ya gençlik? Yok. Ortada yoklar. Ne yaparlar ne ederler bilen yok. Pek tabi Sayın Özel arada çıkıyor, birkaç söylem, şiddetli kınama, takipçisi olacağını ifade etme, bu kadar. Olmaz, böyle muhalefet olmaz. Tepki yok, refleks yok, eylemsellik yok.   Ölü toprağı serpilmiş gibi üzerlerine, etkileri yok. Oysa memleket öyle bir halde ki, ekonomi tüm sorunların önünde. Taşısana kardeşim her gün meclise, göstersene üç beş sivri biberin 20 TL tuttuğu fişleri. Okula aç giden öğrencileri anlatsana, boş tencereleri, etin tadını unutan çocukları. Zorlasana kardeşim erken seçime iktidarı.  2025 Kasım’ı gösterme, halkın gösterdiğin tarihe kadar dayanacak gücü kalmadı. Seçimlere götüren en büyük belirleyici ekonomidir. Seçimlerin sonuçlarının en belirleyicisi de ekonomidir… Ağır ekonomik kriz altında perişan, ezilerek yaşamak bu halkın kaderi değil. Ana muhalefet partisi ve muhalif partilerin akıllarını başlarına almaları için ne gerekiyor? Yanınızda yılların bilinç tutulmasından kurtulmuş bir halk, ayakta çiftçi, madenci ve emekçiler var. Ekonomiyle ilk defa kan kaybeden egemenlere, 2025 Kasım’ı göstererek zaman kazandırmayı değil, iktidarı erken seçim için tam da şimdi zorlamanız gerekiyor.  Çıkın sahalara; gerçeğin yanında olmak kadar güçlüsü yoktur. Gerçek sokakta.  Güç halktır ve yanınızda, taşıyın meclise Her gün, her an haykırın “Erken Seçim” diye. Yeter artık, böyle muhalefet olmaz! Okula aç giden çocuklar var, silkelenin ve ayağa kalkın.