Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
Köşe Yazarı
Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
 

BU SIĞINMACI POLİTİKASI İLE NEREYE VARMAK İSTİYORSUNUZ?

Önce şunu açık açık vurgulayayım: Ben ırkçı değilim. Ben hiçbir ulusun, hiçbir halkın düşmanı değilim… Sizin “Sığınmacı politikanızı” eleştirerek kimseyi kimseye düşman etmek gibi bir amacım yoktur. Ben, “Sizler bu sığınmacı politikası ile ülkemize ne yapmak istiyorsunuz” derken ülkemin ve halkımın geleceğini düşünüyorum. Benim tek derdim, tek isteğim vatanım, vatandaşlarım ve onların rahat huzurlu bir yaşam sürmeleridir. Ama siz 15 milyon sığınmacıyı ülkemize doldurarak ulusumuzun rahat ve huzurlu bir yaşam sürmesini engellediniz. Ev kiralarının artmasına, işsiz insanların çoğalmasına sebep oldunuz. Mültecilere para akıtarak, onların rahat yaşamasını sağlamak uğruna emeklilerimizi, çalışanlarımızı açlığa mahkûm ettiniz… Bu sözleri insanları birbirine düşman etmek için söylemiyorum. Amacım, ateş çemberi içerisine atılan bir milletin sorunlarına çözüm bulmaktır. Bu karmaşanın yaratılmasında asıl suçlu AKP iktidarıdır ve ülkemiz böyle bir mülteci akımına uğrarken, muhalefetin karşı çıkmaması, sessiz kalması da suçların en büyüğüdür...  Yeri gelmişken burada hemen şunu belirteyim: İkinci kitabımın adında da vurguladığım gibi, “Biz bu vatanı sokakta bulmadık.” Biz bu topraklardan Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde emperyalistleri kovarken binlerce şehit, on binlerce yaralı verdik. Kimisi kolundan, kimisi ayağından, kimisi gözünden oldu. Sonunda Yunanlıları denize döktük. Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar arkalarına bakmadan pabuçlarını ülkemizde bırakarak kaçtılar. Şimdi onların yerini Suriyeliler, Afganlılar, Iraklılar, İranlılar, Afrikalılar doldurdu. Bu manzara bize büyük acı veriyor. Yani tek kurşun atmadan, Araplar, ellerini kollarını sallayarak ülkemizi istila ettiler. Hem de iktidar eliyle… Hem de hiçbir engelle karşılaşmadan… Sınırlarımız yolgeçen hanına döndü. Caddelerimiz, sokaklarımız, hastanelerimiz sığınmacılarla doldu. Üstelik insanlarımız, doktorlardan randevu günü alabilmek için aylarca sıra beklerken onlara hemen sağlık hizmetleri verilmektedir. Muayene bedava, ilaç bedava… İşin en kötü tarafı, öğrencilerimiz üniversitelere girmek için yıllarca çalışıp dirsek çürütürken, Suriyeli öğrenciler sınavsız okullara kabul edilmektedirler. Artık hastanelerimizde Suriyeli doktorlar, barolarımızda Suriyeli avukatlar görmeye başladık. Bu bir BOP projesidir. Emperyalistlerin Ortadoğu ülkeleri için planladığı bir “Parçalama, yıkım” projesidir. Şimdi bu konuya bir örnek verelim: Dünya bankası, Türkiye’ye 17+18 milyar dolar kredi vermek için bir şart koşuyor. Bu şarta göre “Kredinin 12 bin dolarını yap-işlet-devret alanında, geri kalanını da tarımda kullanacaksınız ve 2028 sonuna kadar 22 bin kişiyi işe alacaksınız ve bunun 11 bin kişisi Suriyeli olacak…” emrini veriyor. Hedef Suriyelileri kalıcı yapmak, Türkiye’de bu kadar işsiz dururken Suriyelilere iş alanı açmak… Tüm vatanseverlere sesleniyorum: Bu “Silahsız istila” karşısında, tüm ülke teslim alınmadan ve sağ, sol demeden, vatanını seven tüm yurtseverler hemen birleşmeli, bütünleşmeli ülkelerini bataklıktan kurtarmalıdırlar…
Ekleme Tarihi: 10 Temmuz 2024 - Çarşamba

BU SIĞINMACI POLİTİKASI İLE NEREYE VARMAK İSTİYORSUNUZ?

Önce şunu açık açık vurgulayayım:

Ben ırkçı değilim. Ben hiçbir ulusun, hiçbir halkın düşmanı değilim…

Sizin “Sığınmacı politikanızı” eleştirerek kimseyi kimseye düşman etmek gibi bir amacım yoktur.

Ben, “Sizler bu sığınmacı politikası ile ülkemize ne yapmak istiyorsunuz” derken ülkemin ve halkımın geleceğini düşünüyorum.

Benim tek derdim, tek isteğim vatanım, vatandaşlarım ve onların rahat huzurlu bir yaşam sürmeleridir.

Ama siz 15 milyon sığınmacıyı ülkemize doldurarak ulusumuzun rahat ve huzurlu bir yaşam sürmesini engellediniz. Ev kiralarının artmasına, işsiz insanların çoğalmasına sebep oldunuz.

Mültecilere para akıtarak, onların rahat yaşamasını sağlamak uğruna emeklilerimizi, çalışanlarımızı açlığa mahkûm ettiniz…

Bu sözleri insanları birbirine düşman etmek için söylemiyorum. Amacım, ateş çemberi içerisine atılan bir milletin sorunlarına çözüm bulmaktır.

Bu karmaşanın yaratılmasında asıl suçlu AKP iktidarıdır ve ülkemiz böyle bir mülteci akımına uğrarken, muhalefetin karşı çıkmaması, sessiz kalması da suçların en büyüğüdür...

 Yeri gelmişken burada hemen şunu belirteyim: İkinci kitabımın adında da vurguladığım gibi, “Biz bu vatanı sokakta bulmadık.”

Biz bu topraklardan Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde emperyalistleri kovarken binlerce şehit, on binlerce yaralı verdik. Kimisi kolundan, kimisi ayağından, kimisi gözünden oldu.

Sonunda Yunanlıları denize döktük. Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar arkalarına bakmadan pabuçlarını ülkemizde bırakarak kaçtılar.

Şimdi onların yerini Suriyeliler, Afganlılar, Iraklılar, İranlılar, Afrikalılar doldurdu. Bu manzara bize büyük acı veriyor.

Yani tek kurşun atmadan, Araplar, ellerini kollarını sallayarak ülkemizi istila ettiler. Hem de iktidar eliyle… Hem de hiçbir engelle karşılaşmadan… Sınırlarımız yolgeçen hanına döndü.

Caddelerimiz, sokaklarımız, hastanelerimiz sığınmacılarla doldu. Üstelik insanlarımız, doktorlardan randevu günü alabilmek için aylarca sıra beklerken onlara hemen sağlık hizmetleri verilmektedir.

Muayene bedava, ilaç bedava…

İşin en kötü tarafı, öğrencilerimiz üniversitelere girmek için yıllarca çalışıp dirsek çürütürken, Suriyeli öğrenciler sınavsız okullara kabul edilmektedirler.

Artık hastanelerimizde Suriyeli doktorlar, barolarımızda Suriyeli avukatlar görmeye başladık.

Bu bir BOP projesidir.

Emperyalistlerin Ortadoğu ülkeleri için planladığı bir “Parçalama, yıkım” projesidir. Şimdi bu konuya bir örnek verelim:

Dünya bankası, Türkiye’ye 17+18 milyar dolar kredi vermek için bir şart koşuyor. Bu şarta göre “Kredinin 12 bin dolarını yap-işlet-devret alanında, geri kalanını da tarımda kullanacaksınız ve 2028 sonuna kadar 22 bin kişiyi işe alacaksınız ve bunun 11 bin kişisi Suriyeli olacak…” emrini veriyor.

Hedef Suriyelileri kalıcı yapmak, Türkiye’de bu kadar işsiz dururken Suriyelilere iş alanı açmak…

Tüm vatanseverlere sesleniyorum: Bu “Silahsız istila” karşısında, tüm ülke teslim alınmadan ve sağ, sol demeden, vatanını seven tüm yurtseverler hemen birleşmeli, bütünleşmeli ülkelerini bataklıktan kurtarmalıdırlar…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.