Önceki yazımızda gel git olaylarını anlatmıştık. Denizlerin bu şekilde kabarması ve çekilmesinin fiziksel bir sonucu olabilir mi? Bu yazımızda bu konuyu ele alacağız.
Gel git olayında denizler kabarıyor. Bu sırada dünya dönmesini sürdürüyor. Ay çekiyor, dünya döndürmeye çalışıyor ve böylece, sürtünme nedeniyle dünyanın dönme enerjisini tüketiyor. Sonuç olarak zamanla dünya daha yavaş dönecek ve ileride bir gün 24 saatten uzun olacaktır. Gün uzunluğu yüz yılda 0,0016 saniye artmaktadır. Bu değer çok küçük olsa da fiziksel bir gerçekliktir.
1996 yılında yapılan bir araştırmaya göre 900 milyon yıl önce bir gün 18 saat idi.
Zaman içinde o kadar yavaşlayacak ki Dünyanın sadece bir yüzü aya bakıyor olacak. Diğer yüzündekiler Ayı hiç görmeyecek. Onlar için mehtaplı geceler son bulacak.
Bir diğer etki de ay yörüngesinin büyümesidir. Bu da ayın bizden uzaklaşması anlamına gelmektedir. Yapılan araştırmalara göre Ay her yıl 3 cm kadar bizden uzaklaşmaktadır.
Uzay çağını yaşadığımız bu dönemde Ay’ın çok önem kazanacağı muhakkaktır. Ay yüzeyinde uzay üssü kurulması planları vardır. Mars’ın kolonileştirilmesinde belki de ara istasyon görevi görecektir. Ancak, Ay’ın atmosferi yoktur. Atmosfersiz olduğu için dış etkenlere açıktır. Yüzeyinde derin kraterlerin olması da bundandır. Yaşamı destekleyecek atmosferinin olmaması düşündürse de su olma ihtimalleri sevindiricidir. Olumsuzluklara rağmen insanoğlu Ay’dan vazgeçmemektedir ve araştırmalarını sürdürmektedir.