Uzay Penceresinden - Prof.Dr.Halil KIRBIYIK - E. ODTÜ Dekanı
Köşe Yazarı
Uzay Penceresinden - Prof.Dr.Halil KIRBIYIK - E. ODTÜ Dekanı
 

DÜNYANIN TEK UYDUSU AY ve SÜPER AY

OLUŞUMU                 Ay nasıl oluşmuştur, Dünyanın parçası mıdır?  Bu hususta birkaç teori mevcuttur. Ancak bunlardan en revaçta olanı, uzaydan gelen bir cismin veya cisimlerin dünyaya çarptığı, çarpma sonucu dünyadan belli bir kütlenin koptuğu, ortaya çıkan toz bulutuyla birlikte uzaya fırlatıldığı, dünyanın çekiminde kaldığı ve bunların zamanla yoğunlaşarak Ay’ı oluşturduğudur. Yoğunlaşan bu madde veya kütle, dünyanın çevresinde dolanan ve aynı zamanda kendi ekseni etrafında da dönen bir uydu olarak güneş sistemindeki yerini alır. Dünyanın etrafında dolanmasını yaklaşık bir ayda tamamlamaktadır. Ekseni etrafında dönme periyodu da bir aydır. Hem yörünge periyodunun hem de ekseni etrafındaki dönme periyodunun aynı olmasından kaynaklı; Ay dünyaya hep aynı yüzünü gösterir. Esasen Güneş, uzayın bu bölgesinde ikinci kuşak bir yıldızdır.  Güneş sisteminin bulunduğu yerde önceden var olan bir yıldız patlamış, parçalanmış, uzaya yayılarak gaz bulutu haline gelmiştir. Gaz bulutunun çekimsel etki altında yoğunlaşması sonucu yeni yıldız, şimdiki güneşimiz, güneş sisteminin tüm üyeleri doğmuştur (gezegenler, ayları, kuyruklu yıldızlar, asteroitler vb). Hiç şüphesiz dünya üzerindeki yaşam bu kozmik küllerden doğmuştur. Çevremizdeki, canlı-cansız varlıkların bünyelerinde bulunan tüm kimyasal elementler birinci kuşak yıldızın içindeki çekirdek yanmaları sonucu oluşmuş ve yıldızın patlamasıyla güneş sisteminin bulunduğu uzay bölgesine dağılmıştır. SÜPER AY                 Zaman zaman süper ay göründü veya görünecek diye haberler olur ve ay çok parlak olarak görünür. Burada kastedilen parlaklıktır. Bu olay nereden kaynaklanmaktadır. Ay’ın dünyaya olan uzaklığı her ay yaklaşık 357000 km ile 406000 km arasında değişir. Bu değişimin nedeni Ay’ın dünya çevresindeki yörüngesinin oval olmasıdır. Dünyaya en yakın olduğunda “enberi” noktasında diye bilinmektedir. Bu olay her ay tekrarlanmakla beraber, süper ay görüntüsü  “enberi” anı dolunayla örtüştüğünde görülür. Örneğin böyle bir rastlantı 6 Mayıs 2012 de gözlenmiştir. Süper Ay güney yarımküreden daha görkemli görünmüştü. Ay %14 daha büyük ve %30 daha parlak görünmüştü.                 Süper ay sadece Ay’ın dünyaya olan uzaklığı ile ilgilidir. 2012 yılında Ay yaklaşık 357 000 km uzaklıktaydı ( tam olarak 356955 km). O tarihten sonra 2020 yılına kadarki dönemde 14 Kasım 2014 günü “enberi” noktasına geldi, uzaklığı 356509 km idi. 2014 yılında biraz daha yakın ve biraz daha parlak göründü. Süper ay 2033 yılında tekrar gözlenecektir. Ayın dünyaya bu kadar yakına gelmesi herhangi bir olumsuzluğa neden olmayacaktır. Zira bu ölçüde bir uzaklık değişmesinin çekimsel etkisi önemsizdir. Bazılarına göre, çok yaklaştığı ve dolunay olduğu zamanlarda yerkabuğu hareketlerine etki ettiği ve depremleri tetiklediği veya şiddetlendirdiği söylense de bu doğru değildir. Kandilli Deprem Merkezinden aldığımız verilere dayanarak yaptığımız istatistiksel bir çalışmada Ay’ın fazları ve uzaklık değişimleriyle depremler arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Bu durum “süper ay” zamanında da değişmemektedir. Bir sonraki yazımızda Gel-Git olaylarını ve etkilerini anlatacağız.
Ekleme Tarihi: 01 Eylül 2024 - Pazar

DÜNYANIN TEK UYDUSU AY ve SÜPER AY

OLUŞUMU

                Ay nasıl oluşmuştur, Dünyanın parçası mıdır?  Bu hususta birkaç teori mevcuttur. Ancak bunlardan en revaçta olanı, uzaydan gelen bir cismin veya cisimlerin dünyaya çarptığı, çarpma sonucu dünyadan belli bir kütlenin koptuğu, ortaya çıkan toz bulutuyla birlikte uzaya fırlatıldığı, dünyanın çekiminde kaldığı ve bunların zamanla yoğunlaşarak Ay’ı oluşturduğudur.

Yoğunlaşan bu madde veya kütle, dünyanın çevresinde dolanan ve aynı zamanda kendi ekseni etrafında da dönen bir uydu olarak güneş sistemindeki yerini alır. Dünyanın etrafında dolanmasını yaklaşık bir ayda tamamlamaktadır. Ekseni etrafında dönme periyodu da bir aydır. Hem yörünge periyodunun hem de ekseni etrafındaki dönme periyodunun aynı olmasından kaynaklı; Ay dünyaya hep aynı yüzünü gösterir.

Esasen Güneş, uzayın bu bölgesinde ikinci kuşak bir yıldızdır.  Güneş sisteminin bulunduğu yerde önceden var olan bir yıldız patlamış, parçalanmış, uzaya yayılarak gaz bulutu haline gelmiştir. Gaz bulutunun çekimsel etki altında yoğunlaşması sonucu yeni yıldız, şimdiki güneşimiz, güneş sisteminin tüm üyeleri doğmuştur (gezegenler, ayları, kuyruklu yıldızlar, asteroitler vb). Hiç şüphesiz dünya üzerindeki yaşam bu kozmik küllerden doğmuştur. Çevremizdeki, canlı-cansız varlıkların bünyelerinde bulunan tüm kimyasal elementler birinci kuşak yıldızın içindeki çekirdek yanmaları sonucu oluşmuş ve yıldızın patlamasıyla güneş sisteminin bulunduğu uzay bölgesine dağılmıştır.

SÜPER AY

                Zaman zaman süper ay göründü veya görünecek diye haberler olur ve ay çok parlak olarak görünür. Burada kastedilen parlaklıktır. Bu olay nereden kaynaklanmaktadır.

Ay’ın dünyaya olan uzaklığı her ay yaklaşık 357000 km ile 406000 km arasında değişir. Bu değişimin nedeni Ay’ın dünya çevresindeki yörüngesinin oval olmasıdır. Dünyaya en yakın olduğunda “enberi” noktasında diye bilinmektedir. Bu olay her ay tekrarlanmakla beraber, süper ay görüntüsü  “enberi” anı dolunayla örtüştüğünde görülür.

Örneğin böyle bir rastlantı 6 Mayıs 2012 de gözlenmiştir. Süper Ay güney yarımküreden daha görkemli görünmüştü. Ay %14 daha büyük ve %30 daha parlak görünmüştü.

                Süper ay sadece Ay’ın dünyaya olan uzaklığı ile ilgilidir. 2012 yılında Ay yaklaşık 357 000 km uzaklıktaydı ( tam olarak 356955 km). O tarihten sonra 2020 yılına kadarki dönemde 14 Kasım 2014 günü “enberi” noktasına geldi, uzaklığı 356509 km idi. 2014 yılında biraz daha yakın ve biraz daha parlak göründü. Süper ay 2033 yılında tekrar gözlenecektir.

Ayın dünyaya bu kadar yakına gelmesi herhangi bir olumsuzluğa neden olmayacaktır. Zira bu ölçüde bir uzaklık değişmesinin çekimsel etkisi önemsizdir. Bazılarına göre, çok yaklaştığı ve dolunay olduğu zamanlarda yerkabuğu hareketlerine etki ettiği ve depremleri tetiklediği veya şiddetlendirdiği söylense de bu doğru değildir. Kandilli Deprem Merkezinden aldığımız verilere dayanarak yaptığımız istatistiksel bir çalışmada Ay’ın fazları ve uzaklık değişimleriyle depremler arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Bu durum “süper ay” zamanında da değişmemektedir.

Bir sonraki yazımızda Gel-Git olaylarını ve etkilerini anlatacağız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.