Uzay Penceresinden - Prof.Dr.Halil KIRBIYIK - E. ODTÜ Dekanı
Köşe Yazarı
Uzay Penceresinden - Prof.Dr.Halil KIRBIYIK - E. ODTÜ Dekanı
 

ZEYTİN MOLASI

Değerli okurlar; yazılarıma bir süre ara vermek durumunda kaldım, çünkü zeytin hasadına gittik. Bu yıl, zeytincilik için zorlu bir yıl oldu. Çok kurak bir mevsim geçirdiğimiz için zeytinler büyüyemedi, kavruldu. Hatta bazı bölgelerde zeytin ağaçları bile kurudu.  Biz taban bölgelerde olduğumuz için o açıdan şanslıydık. Sonuç olarak zeytinler toplandı, yağlar çıkarıldı ve biz Ankara’ya döndük. Daha önceki yazılarımda söz etmiştim; artık her şey uzaydan kontrol ediliyor ve denetleniyor. Kim ne yapıyor, kim ne üretiyor ve ne kadar üretiyor; tüm bunlar dünya iklimine ve atmosferdeki koşullara bağlı, yani uzay koşullarına bağlı. Bu nedenle uzaya ve yer kürenin atmosferine sahip çıkmamız gerekiyor. Milyarlarca yıl önce oluşan atmosferin yapı ve dengesini bozarsak bu yıl olduğu gibi sadece zeytin üretimi değil tüm tarımsal üretim zarar görecektir. Bahsettiğimiz şey dünyadaki iklim dengesinin bozulması ve mevsimlerin kaymasıdır. Böyle bir değişim uzun zamandır konuşulmakta ve tartışılmaktadır. Doğanın milyarlarca yılda kurduğu atmosferik düzeni teknolojinin gelişmesiyle son yüz yılda bozduğumuzu son zamanlarda iyice fark eder olduk (kutup bölgelerinde, güneşten gelen ve zararlı olabilecek ultraviyole ışığı tutan ozon tabakasında açılan delikler gibi). Uzunca bir süre önce katıldığım bir seminerde, atmosferdeki ısınmanın yakın bir zamanda 3 derece artacağı anlatılmış, gerekli önlemlerin alınması önerilmişti. Son gelişmeler bahsedilen olayın yaşanmaya başlandığını göstermektedir. Atmosferi kirletmeye devam edersek, sera etkisi olarak adlandırılan bu olayın zararlarını daha da keskin ve kötü bir biçimde yaşayacağımız anlaşılmaktadır. Esasen bu konu 150 yıl kadar önce ABD’de dillendirilmiş ve bazı deneysel sonuçlar verilerek öngörülerde bulunulmuştur. Eunice Newton Foote bu konuda deney yapan ilk aktivist bilim kadınıydı (1856). Bulduğu sonuç bugün yaşadığımız gelişmelerin çarpıcı bir ispatı gibidir:  “Karbondioksit dolu bir atmosfer, dünyaya yüksek bir sıcaklık verebilir”. Bir sonraki yazımızda yine evrendeki gelişmelere döneceğiz.    
Ekleme Tarihi: 20 Aralık 2024 - Cuma

ZEYTİN MOLASI

Değerli okurlar; yazılarıma bir süre ara vermek durumunda kaldım, çünkü zeytin hasadına gittik. Bu yıl, zeytincilik için zorlu bir yıl oldu. Çok kurak bir mevsim geçirdiğimiz için zeytinler büyüyemedi, kavruldu. Hatta bazı bölgelerde zeytin ağaçları bile kurudu.  Biz taban bölgelerde olduğumuz için o açıdan şanslıydık. Sonuç olarak zeytinler toplandı, yağlar çıkarıldı ve biz Ankara’ya döndük.

Daha önceki yazılarımda söz etmiştim; artık her şey uzaydan kontrol ediliyor ve denetleniyor. Kim ne yapıyor, kim ne üretiyor ve ne kadar üretiyor; tüm bunlar dünya iklimine ve atmosferdeki koşullara bağlı, yani uzay koşullarına bağlı. Bu nedenle uzaya ve yer kürenin atmosferine sahip çıkmamız gerekiyor. Milyarlarca yıl önce oluşan atmosferin yapı ve dengesini bozarsak bu yıl olduğu gibi sadece zeytin üretimi değil tüm tarımsal üretim zarar görecektir. Bahsettiğimiz şey dünyadaki iklim dengesinin bozulması ve mevsimlerin kaymasıdır.

Böyle bir değişim uzun zamandır konuşulmakta ve tartışılmaktadır. Doğanın milyarlarca yılda kurduğu atmosferik düzeni teknolojinin gelişmesiyle son yüz yılda bozduğumuzu son zamanlarda iyice fark eder olduk (kutup bölgelerinde, güneşten gelen ve zararlı olabilecek ultraviyole ışığı tutan ozon tabakasında açılan delikler gibi). Uzunca bir süre önce katıldığım bir seminerde, atmosferdeki ısınmanın yakın bir zamanda 3 derece artacağı anlatılmış, gerekli önlemlerin alınması önerilmişti. Son gelişmeler bahsedilen olayın yaşanmaya başlandığını göstermektedir. Atmosferi kirletmeye devam edersek, sera etkisi olarak adlandırılan bu olayın zararlarını daha da keskin ve kötü bir biçimde yaşayacağımız anlaşılmaktadır.

Esasen bu konu 150 yıl kadar önce ABD’de dillendirilmiş ve bazı deneysel sonuçlar verilerek öngörülerde bulunulmuştur. Eunice Newton Foote bu konuda deney yapan ilk aktivist bilim kadınıydı (1856). Bulduğu sonuç bugün yaşadığımız gelişmelerin çarpıcı bir ispatı gibidir:  “Karbondioksit dolu bir atmosfer, dünyaya yüksek bir sıcaklık verebilir”.

Bir sonraki yazımızda yine evrendeki gelişmelere döneceğiz.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.