Dünya Şiir Günü - Song Hanedanı döneminden kalma bir Çin şiiri örneği, (Cennet Dağı'na dörtlük)
Dünya Şiir Günü - Song Hanedanı döneminden kalma bir Çin şiiri örneği, (Cennet Dağı'na dörtlük)
Dünya Şiir Günü - Song Hanedanı döneminden kalma bir Çin şiiri örneği, (Cennet Dağı'na dörtlük)
Dünya Şiir günü bugün. Şiir hakkında bilimsel bir bilgi için Wikipedia’dan bir alıntı aşağıda sunacağız.
Şairlerimizin günleri hep şiir dolu olsun. Yalnız şairlerin mi hepimizin.
Dünya Şiir günü Etkinliği. İlk kez 1999 yılında Unesco tarafından ilan edilen “Dünya Şiir Günü”nün amacı “farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji” sağlamak olarak nitelendiriliyor.
“Şiir, Sümerlerin Gılgamış Destanı’na kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. İlk şiirler Çincede olduğu gibi halk şarkılarından ya da Sanskritçe Vedalar, Zerdüştlük inancının Gataları ve Homeros’un "İlyada" ile "Odysseia"sı gibi destanların yeniden sözlü anlatım ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Şiirin tanımlanması için antik dönemdeki çalışmalar, Aristoteles'in Poetikasında olduğu gibi konuşmanın, retorik, drama, şarkı ve komedide kullanımına odaklanmıştır. Daha sonraki çalışmalar, yineleme, mısra biçimi ve kafiye gibi özelliklere yoğunlaşmış ve şiiri tartışmasız olarak bilgilendirici, düzyazı formlarından ayıran estetik olgusuna vurgu yapmıştır. Yirminci yüzyılın ortalarından itibaren şiir dile yön veren temel yaratıcı güç olarak daha fazla anılır olmuştur.
Şiir, sözcüklere farklı yorumlar getirmek veya onlardan kaynaklanan duygusal tepkiler yaratmak için biçim ve bir araya getirmeleri kullanır. Asonans, aliterasyon, yansıma ve ritim gibi araçlar müzikal veya arpağ etkisi oluşturmak için bazen kullanılmaktadır. Şiir dilinin anlam belirsizliği, sembolizm, ironi ve diğer stilleri gibi araçları şiiri farklı yorumlamalara uygun hâle getirir. Benzer biçimde mecaz, benzetme ve mecaz-ı mürsel[5] gibi konuşmanın öğeleri daha önce algılanmamış farklı imajlar arasında bir anlam katmanı içeren bir ilişki kurmaktadır. Kafiye ve ritim kurgusu içinde şiirin sözleri arasında da benzer yakınlıklar kurulabilir.”
Bazı şiir biçimleri, şairin yazdığı dilin özelliğine bir yanıt ve ait olduğu kültüre ve türe özgüdür. Dante, Goethe, Mickiewicz ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî tarafından yazılan şiirleri okumaya alışık okurlar şiirin her zaman kafiye ve ölçü ile yazıldığını düşünebilir, ne var ki, kimi kutsal metinlerde olduğu gibi ritim ve ses estetiği oluşturmayı amaçlayan şiir gelenekleri de vardır. Modern şiir ise şiir geleneğine eleştiri üzerine kuruludur.[6] Bunu yaparken birçok unsurun yanı sıra ses estetiği ilkeleriyle oynayıp test etmekte, bazen bunu kafiye ve ritimde de yapmaktadır.[7][8] Günümüzün küreselleşen dünyasında şairler artan oranda farklı kültür ve dillerden biçimleri, tarzları ve teknikleri şiire uyarlamaktadır.
Türkçede karşılık olarak koşuk, yır, özün gibi sözcükler önerilmişse de hiçbiri yaygınlık kazanamamıştır. Günümüzde koşuk, nazım karşılığı olarak kullanılmakta ise de nazım ve şiiri birbirine karıştırmamak gerekir. Birincisi yalnızca bir anlatım yoludur. Geçmişte şiirin uyak, ölçü, nazım biçimleri gibi biçimsel özelliklerden ayrı düşünülmemesi sebebiyle şiirle nazım eş anlamlı sayılmışsa da günümüzde bu düşünce aşılmış ve edebiyatın şiirle birlikte başladığı düşüncesinde fikir birliği oluşmuştur.
Yahya Kemal Beyatlı şiiri "Bildiğimiz musikiden farklı bir musiki" olarak tanımlarken, Cahit Sıtkı Tarancı'ya göre şiir "Kelimelerle güzel şekiller kurma sanatı"dır. Ahmet Haşim şiiri "Söz ile musiki arasında olan fakat sözden ziyade musikiye yakın olan bir lisan" olarak tanımlar. Necip Fazıl Kısakürek ise şiir için "Mutlak hakikati arama işidir" der.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.